Türkiye Bilişim Vakfı (TBV), matematik ve fen bilimleri alanlarındaki eğitim oyunlarının ödüllendirildiği ve ilkini geçen yıl düzenlediği KOD Ödülleri Eğitim Oyunu Yarışması’nın 2’ncisi için başvuru sürecini başlattı.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Yarışma; ilkokul, ortaokul ve lise eğitim düzeylerinde, bilişim teknolojilerinin eğitimdeki önemini ve katkısını vurgulamak, bu alanda fikir üreten, dijital oyun geliştiren ve uyarlama yapan kişi ve kurumların çalışmalarına güç katmak ve yetişmekte olan kuşakları özendirmek amacıyla düzenleniyor.
Yarışma sayesinde, Türkiye’de matematik ve fen bilimleri alanlarındaki eğitim oyunları ödüllendirilerek eğitim sistemindeki yerini alacak. 23 Temmuz 2018 tarihi itibariyle başlayan yarışmanın başvuru süresi 31 Aralık 2018 tarihinde sona erecek. İki kategoride gerçekleşecek yarışmaya, matematik ve fen bilimlerinde eğitici ve öğretici özellik taşıyan dijital oyun ya da dijital oyun fikri üretenler katılabilecek.
Eğitim Sistemimize Yenilikçi Bir Yaklaşım Getirmeyi Amaçlıyoruz
Eczacıbaşı Topluluğu’nun ana sponsorluğunu üstlendiği yarışmanın ikincisi için Kanyon Ofis’te düzenlenen toplantıda konuşan TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı “Türkiye'yi bilgi toplumuna dönüştürmek amacıyla çıktığımız bu yolda, bir eğitim oyunu geliştirme yarışması olan KOD Ödülleri’ne verdiğimiz önem gerçekten çok büyük. Destekçilerimizin de katkısıyla bu sene daha güçlü bir şekilde ikincisini düzenlediğimiz KOD Ödülleri’nde, eğitim sistemimize yenilikçi bir yaklaşım getirmeyi amaçlıyoruz. Dijital oyunlar ile desteklenen eğitim modeli ile öğrenciler sadece kuralları ve formülleri ezberlemekten öte aktif öğrenme sürecine girecek, keyif aldıkça bu konuda yetkinliklerini geliştirmek için çaba gösterecekler.
Bu adımlarımızın gelecekte ülkemizin eğitim sistemine katkı vereceğine gönülden inanıyor ve geleceğimize değer katacak projeler üreten herkesin fikir ve oyun önerilerini heyecanla bekliyoruz.” dedi.
“Üretken Şekilde Dijitalleşme Ülkemizi İleri Taşıyacak”
Sponsorları arasında Medianova’nın yer aldığı KOD Ödülleri’ne yönelik bir değerlendirme yapan Medianova CEO’su Serkan Sevim şunları söyledi:
“KOD Ödülleri Eğitim Oyunu Yarışması’na katılım gösterecek herkesi şimdiden kutluyorum. Türkiye’den bir dünya markası çıkarma hedefi ile kurulan bir teknoloji şirketi olarak, gençlerimizi kod yazarak dijital dünyaya üretici olarak katılma konusunda yönlendirmek adına bu projeye sponsor oluyoruz. KOD Ödülleri, çocuklarımızın ve gençlerimizin üretken bir dijitalleşme yolunda teşvik edilmesi ve bu şekilde ülkemizin ileri taşınması için çok önemli bir misyon üstleniyor. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da KOD Ödülleri’ni destekleyen markalar arasında bulunmaktan mutluluk duyuyoruz.”
Ödüller ve jüri
Toplam ödüllerin 90 bin TL’yi bulduğu yarışmada, İş Bankası da özel ödül verecek. Yarışma jürisinde, TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı, Netmarble EMEA CEO’su Barış Özistek, Purple PAN Creative Agency Kurucusu ve Kreatif Direktör Ozan Aydemir, Bahçeşehir Üniversitesi Dijital Oyun Tasarımı Bölüm Başkanı Güven Çatak, İş Bankası Yetenek Yönetimi Bölümü Müdür Yardımcısı Niyazi Arda Aygül, ODTÜ Görsel-İşitsel Sistemler Araştırma ve Uygulama Merkezi Direktörü Kürşat Çağıltay ve İstanbul Enka Okulları Ortaokul Müdürü Dr. Özlem Mecit yer alıyor.
Altın Sponsorluğunu İş Bankası, destek sponsorluğunu Netmarble Türkiye, Cocoon Ventures ve Medinova’nın üstlendiği KOD Ödülleri Eğitim Oyunu Yarışması ile ilgili detaylı bilg edinmek isterseniz www.kododulleri.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Almanya‘da lokasyon bazlı doktor erişim uygulaması bir yıldır kullanımda. Bir milyon kullanıcı ile Alman doktorlar ile sağlık hizmetini kolaylaştırmak amacı ile geliştirilen medzapp, şimdi Türk doktorları ve sağlık kuruluşlarına da kullanma izni veriyor.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Medzapp aplikasyonunun Alman ekibinden Philipp Butzbach imza için Türkiye'ye geldi. Yapılan organizasyon da Sağlık Turizm paydaşlarına uygulamayı tanıttı. Uygulama, Alman kullanıcıların doktorlarıyla tedavi iletişimi için tüm süreçlerini takip ediyor. Aynı zamanda hasta App üzerinden istediği her hangi bir başka doktora çok rahatça ulaşabiliyor ve randevu alabiliyor.
Melek yatırımcı Musa Çavuş ve İhracatı Geliştirme Merkezi Genel Müdürü Murat Işık‘ın yoğun çalışmaları ile sağlık turizminde önemli bir pazar olan Almanya ve Alman halkının Türkiye de sağlık hizmeti alması için protokol imzaladı. Bu amaçla Türkçe versiyonu hazırlanan ve Türk doktorların kullanımına açılan uygulama için örnek çalışma ve pilot uygulama için Antalya seçildi.
12 Temmuz‘da Antalya RİXOS Otel;de yapılan çalışma ile Türk Sağlık sektörüne tanıtılan uygulama Musa Çavuş'un yatırımı dışında, yatırım turu olmamasına rağmen 4 milyon dolar yatırım aldı. Sistem Türk doktorların sağlık turizminde yoğun reklam yaptığı Almanya pazarı için bir truva atı stratejisi de barındırıyor.
Alman Hükümeti 'nın yazılım yolculuğunda rakiplerine yetişmek için desteklediği projeler kapsamında; Alman projelerinin pazardaki başarılı örneklerinden biri olan medzapp Sağlık turizm alanındaki dünya ticaret hacmini 1 trilyon doların %10 unu b2b ve b2c modeli b2g modelleri ile çalışmayı sürdürüyor. Online görüntülü iletişimde anlık tercüme teknolojisi üzerine çalışan platform, gizlilik, veri güvenliği, tıbbi tahlil ve görüntüleme sistemleri için dosya transfer özelliği sağlıyor.
Doktor yada sağlık kuruluşunun mobil uygulamayı özelleştirip kendi appi gibi kullanma özelliği sayesinde appwords, appseo, appsem ve bigdata ile senkronize çalışabiliyor. Bu özellik Türk sağlık turizminin Alman kullanıcı için önünü açıyor. Alman sigorta sisteminin sistematik olarak adapte edilerek indirme ve kullanma alanı genişleyen app aynı zamanda Alman sağlık sistemi için kolaylaşırıtcı model olarak kabul edildi. Doktor ve hasta arasında zaman planlaması veri platformu görevi gören medzapp sağlıkta verimliliği %17 ile 23 arasında etkiliyor.
Phılıpp Butzbach, "Türkiye eşsiz bir pazar ve umut vaad eden bir partner. Birlikte çalışmak bizi heyecanlandırıyor" dedi.
Melek yatırımcı Musa Çavuş başlangıç fonu olarak 2 milyon dolar yatırımla Türkiye‘ye getirmeye ikna ettiği Medzapp için "Bunu sadece yatırım ekosistemine girmek için kabul etti. Yapılan çalışmalar ve Antalya organizasyonun da hekimlerin ve hastanelerin ortaklık teklif etmesi ile daha şimdiden 4 milyon yatırım alan sistem için Türk Sağlık Turizmi için çok şey vadediyor.2018-2019 yılların da sadece Türkiye lokasyonun da çalışma yapmak için uğraştıklarını ve sağlık turizminde Türkiye‘ye böyle bir avantaj sağlamaya calışıyoruz" dedi.
15 Eylül‘de yatırımcı ve sağlık sistemi için applikasyonun saha çalışmasına başlayacak ekip, şimdiden 400 doktorun üyelik başvurmasını umut verici olarak görüyor. Bunun ilk yıl 10000, ikinci yıl 30000 olacağını öngörüyor. Ayrıca medzapp, birden fazla gelir modeli alt yapısı ve Türk sağlık turizminin ve Alman sağlık sisteminin akredite yazılımı olması ayrı bir avantaj sağlıyor.
IOS ve Andorid versiyonları da çalışan model, tıbbi süreç yönetim, sağlık turizmi, Türk sağlık sistemi konusunda İGEME‘den Murat IŞIK ve sigorta sistemi uyumu konusunda Dr. Arda Sürel‘den, Sağlıkta Süreç yönetiminde Medical in Türkiye den Prof Ali Ayyıldız‘dan teknik destek alarak Türkiye şartlarına uyum ve sistem adaptasyonu sağlıyor.
15 Eylül 5 Ekim arasında yapılacak roadshow ile sahaya inecek olan MEDZAPP, İstanbul, İzmir, Antalya, Ankara, Trabzon, Denizli, Edirne illerini dolaşacak. Türkiye modeli sonrası sağlık turizmi, diğer ülkelerin de kullanımına açılacak.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Günümüzde dijital dönüşümün bir gereklilik hali aldığını ve bu dönüşüm ile birlikte iş dünyasının da yeni kavramlar kazanmaya başladığını belirten Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy Kurucusu Murat Erdör, son zamanlarda öne çıkan ve sayısı her geçen gün Türkiye’de de artan dijital göçebelerle ilgili detaylar sundu.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Ofis hayatından sıkılan, kapalı yerde kalmak istemeyen ve seyahat etmeyi seven tüm kişiler için kullanılan ‘dijital göçebe’ ya da uluslararası kullanımıyla “digital nomad” sayısının her geçen gün arttığını belirten Erdör, Türkiye’deki yaklaşık rakamın 10 bini geçtiğini ifade etti.
Erdör, son yılların popüler çalışma şekilleri arasında kavramla ilgili öne çıkan özellikleri şu şekilde sıraladı:
Yaratıcı Zekaları Aktif
Dijital göçebeler tek bir merkezden çalışmayan, ofisleri internetin bulunduğu her yer olan, çeşitli stratejik planlar geliştiren yeni nesil çalışma stilini benimsemiş meslek sahibi kişiler olarak biliniyor. Kişilerin iş yaparken sürekli seyahat halinde olmaları ise yaratıcı zekalarının aktif durumda olmasını sağlıyor.
En Uygun Ortam Güneydoğu Asya Ülkeleri
Ülkemizde dijital göçebe olarak çalışan bireyler için en uygun ortamı Güneydoğu Asya ülkeleri sağlıyor. Güneydoğu Asya ülkelerindeki ılıman iklim, bölgedeki ülkelerin vize konularındaki esneklik ve Türk Lirası’nın kur avantajı, bu bölgeyi Türk dijital göçebeler için cazip kılıyor. Coğrafi konumu gereği zaman dilimi açısından 3-4 saat ileride olan Güneydoğu Asya ülkeleri, zaman konusunda da oldukça elverişli.
Sabah İşte Olma Derdi Yok
Dijital göçebeler, iş görüşmesi ve çalışma saatlerini kendileri belirliyor. Modern dünyadaki iş sistemlerinin bir alternatifi olarak ortaya çıkan dijital göçebelikte, bireyler kendilerinin belirlediği zaman periyodları çalışma planlarını oluşturuyorlar.
Keşfetmek Onların İşi
Dijital göçebeler, seyahat esnasında gittikleri ülkelerin dillerini, aksanlarını belki de kaybolmak üzere olan dilleri tanıyıp bu dillerin melodisini duyma şansı yakalıyorlar. Çeşitli ülkelere seyahat etme şansı olan dijital göçebeler yeni duydukları dillerden çeşitli kelimeleri bilgi hazinelerine ekliyorlar.
Özgürlüğün Diğer Adı
İşe giriş çıkış saatleri, izlenme gerginliği, iş yetiştirme baskısı gibi iş hayatının sayılamayacak kadar çok sorununu bir kenara bırakıp kendi istedikleri ülkelere seyahat ederek, istedikleri meslek ve sektörden iş alıyorlar. İstedikleri ülkelerde istedikleri kadar kalıp belirledikleri gün kadar çalışma saatlerini oluşturuyorlar.
Türkiye’de de yeni gelişen ve internet çağının trendi haline gelen dijital göçebelik kavramı giderek rağbet görmeye devam ediyor. İş dünyasının yeni, etkileyici, özgün ve özgür bu kavramı, dünyadaki dijital dönüşümün de gerekliliği ile birlikte gelecekte de Türkiye’de önem kazanmaya devam edecek.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Gaziantep’te, lise mezunu Müslüm İncedal (37), kendi imkanlarıyla evinde yaptığı endüstriyel kameralarla, teknoloji devlerine meydan okuyor. İncedal, son olarak ürettiği kızılötesi kamerayı TÜBİTAK’a sattı.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Meslek lisesi mezunu Müslüm İncedal, uzun yıllar fabrikalarda çalışmasının ardından işinden ayrılarak kendini endüstriyel görüntüleme üzerine geliştirdi. Yaklaşık 10 yıl önce başladığı işinde başarılı olan İncedal, yaptığı kameraları sanayiden, tarıma birçok alanda faaliyet gösteren şirketlere sattı. Son olarak yazılımı da kendisine ait olan kızılötesi kamerayı TÜBİTAK’a satan İncedal, ülkenin ihtiyacı olan ve yurt dışından getirilen kameraları üretebilmek ve piyasaya sürebilmek için yetkililerden yardım istiyor.
Yazılımı ve tasarımı evinde gerçekleştirerek solucan gübresindeki yumurta kaybını önlemek için sensör yapan, Almanya’da yapımı devam eden Türk denizaltılarındaki çatlaklıkları tespit etmek için özel kamera geliştiren Müslüm İncedal, "Devlet yetkilileri bana sahip çıksınlar, ülkemiz için büyük işler yapabilirim" dedi.
Türkiye’ye ithal edilen teknolojik ürünleri kendisinin üretebildiğini ifade eden İncedal, "Çok çeşitli özellikleri bulunan termal kameralar üretiyorum. 10 yıldır ben bu işle uğraşıyorum, bu ürünleri geliştirirken ilk seviyeden elektronik kart tasarımı, tüm yazımları kendim geliştiriyorum. Kesinlikle bu ürünler Türkiye’de üretilmiyor. Yurt dışında bu kameralar 100 bin dolar civarında ben ise devlet kurumlarına çok ucuza 15-20 bin liraya satıyorum" diye konuştu.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Ürettiği Kızılötesi Kamerayı TÜBİTAK Satın Aldı
Yaptığı bazı kameraların benzerinin dünyada yapılmadığını iddia eden İncedal şunları söyledi: "Geliştirdiğim sistemler şu an endüstride kullanılıyor. Daha sonra daha ileri seviyelere götürdüm. Tabi bunları hep bireysel olarak yaptım. TÜBİTAK’a başvurduğumda üniversite mezunu olmadığım için girişimci sıfatında olamadım ve destek alamadım. Ben de kendim bireysel çözümler üretip insanları faydalı olacak bir şekilde ürüne dönüştürdüm. Bu ürünler ülkemizde üretilmiyor, yurt dışında da çok pahalı fiyatlara Türkiye’ye satılıyor. Şu anda gelmiş olduğum noktada askeri alana bile girebilecek termal kızılötesi görüntüleme sistemini dönüştürdüm. Bu dönüştürmüş olduğum görüntülemeyi en son TÜBİTAK’a sattım. İnternet üzerinden beni bulmuşlar, TÜBİTAK’tan güneş panellerinin katmanları arasındaki çatlaklığı tespit edip, o çatlaklıklar güneş panellerinin verimliliğini düşürüyormuş. O verimlilikteki çatlağı tespit etmek için alt katmanları görüntüleyecek çeşitli özellikteki kameralara ihtiyaç duyduklarını söylediler. Ben de bunu kendilerine gönderdim. Önce bana inanmadılar sonra proje dosyalarını gönderdim ve benim yaptığıma inandılar. Daha sonra aracı firma ile benden bu kameraları satın aldılar. Kullandıklarında gayet başarılı sonuçlar elde ettiler. Orada başarılı bir şekilde kullanılmasından sonra bunun çok farklı alanlarda da kullanılabileceğini düşünüyorum."
Türk Denizaltılarının Çatlaklarını Ürettiği Kamerayla Kontrol Ediyor
İncedal, Alman sanayi devi ThyssenKrupp'un, Türkiye için ürettiği 6 avcı denizaltının kaynak birleşim noktalarını kontrol için kendisinden yardım istenildiğini da öne sürerek, "Bu firma için de endoskop kamera üretiyorum. Bu kamera insanın göremediği dar yerlere girerek buradaki kaynak birleşim noktalarında çatlakları görecek. Şu anda büyük mesafe kat ettim. Kamera sayesinde daha kaynak yapılırken izi takip edilecek, kaynağın sağlamlığı ve eksik olan yerleri görülebilecek" dedi.
Image may be NSFW. Clik here to view.
100 Bin Dolarlık Kamerayı 20 Bin Liraya Satıyor
Ürettiği cihazların yazılım ve elektronik kart tasarımlarına kadar kendisinin yaptığını belirten İncedal şöyle devam etti: "Kesinlikle bu ürünler Türkiye’de üretilmiyor. Yurt dışında bu kameralar 100 bin dolar civarındı ben ise devlet kurumlarına çok ucuza 15-20 bin liraya satıyorum. Endüstriyel uygulamalarda çok ucuz bir şekilde satabiliyorum. Şimdiye kadar devletten tek kuruş destek görmedim. Kazandığım paranın tamamını bu işlere harcadım. Kazancımla araştırma geliştirme projelerimi oluşturup planlayıp onların finanse eden bir kişi olduğum için bir aşama elde edemiyorum. Kurumsal yapı haline dönüp yurt içi ve dışında satılsa Türkiye adına ciddi anlamda bir kazanç olur. Tüm üniversitelerin akademik birimlerinde benden teknik anlamda destek isteyen tanıdıklarım var. O insanlarla paylaşıyorum ve inanamıyorlar."
İncedal, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’ndan destek isteyerek gerekli imkanların sunulması halinde ürettiği sistemleri ihraç ederek ülke ekonomisine katkıda bulunabileceğini ifade etti.
Haber7 kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Geçtiğimiz yıl BIC Angels’dan aldığı yatırımlarla gündeme gelen, anonim, sesli ve canlı sohbet uygulaması BlindID çoğunluğu mevcut yatırımcılarından olmak üzere 5 milyon TL değerleme ile yeni bir tur yatırım daha aldı.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Hızla büyümeye devam eden ve 1.000.000 kullanıcıya yaklaşan BlindID, bu başarılı büyümesi ile değerlemesini 1,5 yılda 4 katına çıkardı. Aktif bir kullanıcı kitlesine sahip olan uygulamada günde yaklaşık 700.000 konuşma yapılıyor.
BlindID’nin kurucusu Adil Zehir şu anda yurtdışı pazarlarda büyümeye odaklandıklarını ve yatırımla birlikte Eylül ayında birçok ülkede yoğun pazarlama çalışmalarına başlayacaklarını, 2018 yılı sonuna kadar kullanıcı sayısını yurt içi ve yurt dışı büyümesiyle 2 katına çıkarmayı hedeflediklerini paylaştı.
BlindID’nin yayınlanmak üzere olan yeni güncellemesi ile puanlama sistemi ve kullanıcı seviyeleri geliyor. Kullanıcıların yaptıkları konuşmalar sonrasında konuştukları kişi tarafından beğenilmeleri durumunda puanları artıyor ve belirli puanlara ulaşan kullanıcılar bir üst seviyeye geçerek daha uzun süre konuşma süresi, daha fazla arkadaş ekleme gibi ek haklar elde ediyor.
Ekosistemin aktif mentor ve yatırımcıları arasında yer alanÖmer Erkmen ve Mehmet Onarcan’ın lider mentor ve lider yatırımcılığı ile desteklenen BlindID, yatırımcılarının desteği, kurucuları ve çekirdek ekibinin kararlı çalışmaları sayesinde daha birçok kez başarıları ile haberlerimizde yer alacağının sinyallerini veriyor.
Bu turda BlindID’ye yatırım yapan yatırımcılar arasında Altay Tınar, Serdar Urçar, Uğur Çırak, Emre Teksöz, Tuğra Gönden, Rıfat Nasi, Ayhan Üstün, MerveGürel, Atakan Atalar yer alıyor.
Image may be NSFW. Clik here to view.
BlindID hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.blindid.com web adresini ziyaret edebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
İnsanların bilgisayarlarla kurduğu iletişim neredeyse kırk yıldır küçük dikdörtgen ekranlar üzerinden gerçekleşiyor. Bilgisayarla ilişki kurmak için kendimizi dış dünyadan soyutlayıp bu ekranlara konsantre olmayı kanıksamış durumdayız.
Image may be NSFW. Clik here to view.
İşin ilginç tarafı, insanlar da bilgisayarlar da aralarındaki iletişim için kullanılan arayüzlerin getirdiği kısıtların çok ötesinde kapasite ve hıza sahipler. Bilgisayarlar çok büyük boyutta kompleks veriyi inanılmaz hızda proses edebilme gücündeler. İnsan beyni ise gördüğü bir durumu anında değerlendirip karar verme ve karmaşık ilişkiler kurabilme yeteneğinde. Ancak insan makine arasındaki iletişim son derece yavaş.
Ciddi İletişim Kayıpları
Bilgisayarlar son elli yılda çok geliştiği halde aradaki temel iletişim metodunun pek gelişmemiş olması gerçekten şaşırtıcı. Bilgi girişi için kullandığımız klavyeler, artık ortalıkta olmayan ve teknolojisi 150 yıl önceye giden daktilolardan kalma. Grafik arayüz ise 1984’den beri kullanımda. İster klavye ile yazma isterse de ses tanımlama olsun, herhangi bir insan iletişimi saniyede 50 vuruşu geçemiyor. Kafanızdaki net bir imajı sözdizimsel ve anlamsal konuşmaya ve konuşmayı da parmak hareketlerine dönüştürmek işi çok yavaşlatıyor. İnsanlar arası iletişimde mutlaka belli derecede kayıp oluyor. Ancak makine ile iletişim kurmada yaşanan kayıplar çok daha fazla. Bunu test etmek istiyorsanız makineleştirilmiş bir çağrı merkezi ile iletişim kurmayı deneyin.
Son yıllarda klavye ve ekranın ötesine geçen gelişmeler olmadı değil. Sesli komut bunlardan biri. Nitekim Siri, Google Assistant, Cortana gibi kişisel asistanlar yaygınlaşmaya başladı. Türkçe’de başarısı tartışmalı bu asistanların İngilizce söyleneni anlamada bile hala emekleme aşamasında olduklarını söylemek yanlış olmaz. Sesli komutta ciddi bir problem, bilgisayarların bağlamı anlamaması. Oysa bağlam kaliteli bir iletişimin temel taşı. Öte yandan bilgisayarlarla sesli iletişimin önemli olduğu durumlar var, ki bunların en başında geleni araba kullanımı. Maalesef hala araba kullanırken mesaj yazmaya çalışan insanlara rastlıyorum. Bu elbette büyük bir sorumsuzluk.
Apple’ın ilk iPhone’u çıkarmasıyla yaygınlaşan dokunmatik ekranlar da özellikle fiziksel klavyeyi yok ederek kullanıma büyük bir esneklik getirdi. İnsanlar çekici ve içgüdüsel bu yeni arayüze hem çok kolay alıştılar, hem de onu kullanmak istediler. Bu ekranlar daha sonra çoklu-dokunuşlu ekranlara evrimleşerek parmak hareketleriyle iletişimin ilk örneğini oluşturdu. Steven Spielberg’in yönettiği 2002 tarihli Azınlık Raporu filmi ise vücut hareketleriyle iletişimde bir milat olarak kabul ediliyor. Bu filmde bir dizi sensör ve kamera, kullanıcının hareketlerini izleyerek anlamlandırıyor. Filmin bilim danışmanı John Underkoffler’in TED konuşması oldukça ilginç (bit.ly/2szf1zM). Vücut jestleriyle iletişim kimilerince insan makine iletişiminin geleceğini oluşturuyor. Ancak vücut hareketleriyle iletişim, bütün hareketleri hatırlama konusunda kişinin zihinsel yükünü de arttırıyor.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Beyinden Doğrudan İletişim
Barselona’da gerçekleştirilen Dünya Mobil Kongresi’nde öne çıkan konulardan biri Eklemlenmiş Gerçeklik veya AR oldu. AR, çevrenizdeki gerçek dünyanın üzerine dijital bilgiler ekliyor ve özellikle çevremizdeki herhangi bir yüzeyi, hatta insan vücudunu bir ekrana dönüştürerek sıçramalı bir gelişme vadediyor. AR ile nelerin mümkün olabileceğinin harika bir örneği, o tarihte MIT Media Lab’de çalışan Pranav Mistry’nin 2009 tarihli TED Konuşmasında izlenebilir (bit.ly/2FqPjnC). Mistry şu anda Samsung’da çalışıyor. Bilgisayarlarla iletişimin bir başka şekli Sanal Gerçeklik veya VR. VR da eğlence, tasarım gibi birçok alanda çok işe yarıyor. Örneğin bir banyo üreticisi, size VR gözlüğü giydirerek yeni banyonuzun nasıl görüneceğini izlemenizi sağlayabiliyor. AR ve VR’ın birlikte kullanımından doğan MR yani Karıştırılmış Gerçeklik veya Hibrid Gerçeklik ise gerçek dünyaya sanal cisimleri sanki oranın bir parçasıymış gibi yerleştirip sanki oranın bir parçasıymış gibi göstermeyi amaçlayan yaklaşım.
İnsan-bilgisayar arayüzünde en tartışılan yaklaşım ise, doğrudan insan beyni ile makinenin iletişimi. Bu gerçekleştiği durumda sınırsız imkanlar doğabilir ancak teknoloji henüz bu noktada değil. İnsanların beynine sensörler yerleştirmenin bir seçenek olmadığı açık. Beyin içindeki faaliyeti dışardan yakalamak ve anlamlandırmak da pek kolay değil, çünkü beyin komplike ve bilgisayar gibi çalışmıyor. Bunun ötesinde dikkatimiz çok kolay dağılıyor ve net bir komut ile paraziti ayırmak da zor. Ayrıca beyni dışarıya açmak son derece tehlikeli de.
Geleceğin insan-bilgisayar arayüzleri içgüdüsel olacak ve bağlama göre seçilecek. İçgüdüsel arayüzler, ömür boyu geliştirdiğimiz becerileri değerlendiren ve zihnimizi yormayan metodlar olacak. İnsan doğasına uygun bu yöntemler, kullanıcının beceri düzeyini ve bağlamı da dikkate alacak. Ofis içinde kişisel kullanım, sessiz ve farkedilmeyen tarzda olacak. Arabada ses; evde ses, vücut hareketleri ve VR; sosyal iletişimde video, VR ve AR; fabrikalarda IoT, Video ve AR kullanılacak.
Keiretsu Forum Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Özgenç'in kaleme aldığı alıntı makalemizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Tam zamanlı çalışmayı tercih etmeyen freelancer’ları, projeleri için uzman bulmakta zorlanan işverenlerle bir araya getiren online iş platformu SanalUzman.com, bu sene yüzde 5.2’lik büyüme oranı ile en hızlı gelişen alanlardan biri olan yazılım sektörünün yakın markajına girdi.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Dünyadaki büyüklüğü 5 Trilyon Dolar, Türkiye’deki büyüklüğü ise 30 Milyar Dolar seviyesine erişen bilişim sektörü, beraberinde pek çok yeni uzmanlık dalı ve mesleği de getiriyor. Öyle ki bu sene sadece Türkiye’de bilgi teknolojileri konusunda yapılan harcamaların 22.5 milyar Doları bulması bekleniyor.
Platformun, test aşamasından sonraki ilk ayında üyelerinin yüzde 11.20’sini farklı disiplinlerde yetkinleşmiş yazılım uzmanlarının oluşturduğu SanalUzman tarafından yapılan araştırmalara göre bu pasta içinde önemli yere sahip olan yazılım 2018’de yüzde 5.2’lik büyüme oranı ile ülkenin en hızlı büyüyen alanlarından biri olacak. Nitekim dünyada da 2020 yılında yazılım alanındaki istihdam oranı yaklaşık 1.4 milyon artacak. Bu durum, hızla büyüyen pazardaki nitelikli çalışan ihtiyacını da beraberinde getirecek.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Bilişimciler, 22 Eylül 2018 Cumartesi günü Bilişimciler Derneği tarafından SETA İstanbul Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecek “Bilişimciler Gelecek 5.0 Zirvesi”nde biraraya geliyor.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Bilişimciler Derneği, farklı sektör ve alanlarda faaliyet gösteren kurumların/şirketlerin Bilgi Teknolojileri (BT) bölümlerinde çalışanlar, üniversitelerde BT bölümlerinde görev alan akademisyenler, BT alanında faaliyet gösteren üretici/distribütör/çözüm sağlayıcı şirketlerin sahipleri/ortakları ve çalışanları, BT alanında çalışan basın mensupları ve BT alanına ilgi duyan kanaat önderlerinden oluşan Türk bilişim sektörünün en geniş tabanlı düşünce topluluğu olma özelliği taşıyor. 1 Haziran 2018 tarihinde kurulan ve kısa bir sürede 500’ün üzerinde üyeye ulaşan Bilişimciler derneği, 1. yaşını Türkiye’nin 81 ilinin tamamında ve yurt dışında organizasyonunu tamamlayarak 5.000’in üzerinden üyeyle kutlamayı hedefliyor.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Bilişimciler Gelecek 5.0 Zirvesi Programı
13:00-14:00
Kayıt ve Bilişimciler İletişimi
14:00-14:40
Açılış Töreni ve Sponsor Konuşmaları
Şenol Vatansever, Bilişimciler Derneği ve BİLİŞİM GRUBU, Başkan
Ana Sponsor Konuşması
Prof. Dr. Güner Gürsoy, İstanbul Okan Üniversitesi, Rektör Yardımcısı
Cem Sünbül, Habertürk TV & Habertürk Teknoloji Editörü – Sunucusu, Fintechtime Haber Müdürü
14:40-15:00
Bilişimciler İletişim Arası
15:00-15:30
Yapay Zeka’nın Kullanılabilir Uygulamaları Paneli
Moderatör: Said Ercan, Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED), Başkan
Ferdi Yılmaz, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı, Bilgi Teknolojileri Direktörü
Mustafa Çelikpençe, Eksim Yatırım Holding, Bilgi Sistemleri Müdürü
Cumhur Kızıları, BT Eğitim / MORTEN, Genel Müdür Yardımcısı
Buğra Çoban, Doğuş Kalıp, ERP Müdürü
15:30-16:00
Endüstri 4.0 ve Sonrası Paneli
Moderatör: Cem Kıvırcık, Bilişim Medyası Derneği, Başkan Yardımcısı / Gazeteci – Yazar
Mustafa Gayır, İstanbullines Lojistik ve Denizcilik, Bilgi Sistemleri ve Dijital Pazarlama Müdürü
Resul Ferit Seçen, Toyotetsu Otomotiv Parçaları, Uzman Yazılım Geliştirici ve Müdür Yardımcısı
Ömer Çolakoğlu, ISISAN, Bilgi Teknolojileri Müdürü
Ömür Benek, Türk Hava Yolları (THY), Proje/Portföy Yöneticisi
16:00-16:30
Bilişimciler İletişim Arası
16:30-17:00
Bulut Bilişim ve Güvenlik Paneli
Moderatör: Musa Savaş, Bilişim Medyası Derneği, Başkan
Hüsnü Tavlaş, Türk Nippon Sigorta, Sistem ve Network Yönetimi Müdür Yardımcısı
Murat Sancar, Burgan Bank, Proje Yöneticisi
Mehmet Sait Yılmaz, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Sistem Yöneticisi
Ali Keskin, Köşe Yazarı / Siber Güvenlik Uzmanı
17:00-17:30
Nesnelerin İnterneti, Blok Zinciri ile Dönüşecek Endüstriler, Robotik ve Otonom Araçlar, Savunma Sanayisi için Bilişim Paneli
Moderatör: Dr. Mustafa Özgür Güngör, İstanbul Okan Üniversitesi, Öğretim Üyesi
Can Tatar, İBB, Bilgi İşlem Dairesi Başkan Danışmanı
Halil İbrahim Sezer, Kriptoal, Kurucu ve Yönetici
Doç. Dr. Erdem Uluğ, Başak Traktör – Sanko Holding, Bilgi Teknolojileri Müdürü
Murat Yücel, Technopc, Kurucu Ortak
17:30-18:00
Zirve Kapanışı ve Plaket Töreni
Image may be NSFW. Clik here to view.
Bilişimciler Gelecek 5.0 Zirvesi hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.bilisimdernegi.org web adresini ziyaret edebilirsiniz.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Ekonomik göstergelerin değişkenlik gösterdiği ve yakından takip edildiği bugünlerde Dopigo’nun ikincisini gerçekleştirdiği“E-Ticaret Görünüm Araştırması”nın sonuçları açıklandı.
Image may be NSFW. Clik here to view.
İnternet üzerinden satış yapan girişimcilerin e-ticaret operasyonlarını tek bir noktadan yönetmelerini sağlayan bulut tabanlı e-ticaret çözümü Dopigo, 150’den fazla e-ticaret girişimcisinin katılımıyla 2. kez gerçekleştirdiği “E-Ticaret Görünüm Araştırması”nın sonuçlarını açıkladı. %83’ü son 5 yıl içinde e-ticarete katılan girişimcilerden alınan bilgiler; sektörün 2018’in ilk 6 ayındaki performasını ve yılın geri kalanına ilişkin ticari beklentileri gözler önüne seriyor.
E-ticaret Girişimlerinin %79’u Gelirlerini Geçen Seneye Göre Artırdı
Dopigo, araştırmaya katılanlardan, ekonomik risklerin arttığı geçmiş 6 ayda yaptıkları yatırımları değerlendirmelerini istedi. 2018’in ilk yarısında e-ticaret girişimcilerinin %76’sı yeni satış kanallarını kullanarak, %54’ü yeni ürün fikirleri bularak, %24’ü ofis, mağaza ve depo yatırımı yaparak, kalanı ise yeni teknoloji satın alımlarıyla büyüme yoluna gitti. 2017 yılının verileriyle karşılaştırıldığında; yeni teknoloji satın alımlarında ve yeni çalışanları işe alma oranlarında ciddi bir küçülme görüldü. Yatırımların geri dönüşüne bakıldığında; girişimcilerin %40’ı yaptığı yatırımdan daha az, %28’i yatırımın iki katından fazla, %7,4’ü ise 5 katından fazla kazanç elde ettiğini belirtti.
Yılın ilk yarısında e-ticaretten elde ettikleri gelirleri de değerlendiren katılımcıların %79’u, önceki seneye göre gelirlerinin artığını açıklarken; %13,5’i gelirlerinde düşüş olduğunu, %7,5’i ise gelirlerinin aynı kaldığını ifade etti. Fiziksel, toptan ya da e-ticaret satış kanallarından elde edilen gelirler karşılaştırıldığında, araştırmaya katılanların %71’i en çok geliri e-ticaret üzerinden sağladıklarını belirtti. Fiziksel mağazalardan daha çok kazananların oranı %18, gelirlerinin çoğu toptan satışlardan gelenlerin oranı ise %11 oldu.
Katılımcıların yaklaşık %55’i, 2018 yılının ilk 6 ayında e-ticaretteki ortalama faaliyet büyüklüklerinin %10’dan fazla arttığını söyledi. Girişimcilerin %80’i ise tüm ekonomik koşullara rağmen gelecek 6 ayda e-ticaret faaliyetlerinde artış bekliyor.
E-ticaret İçin Saatli Bomba: Döviz Kuru
e-ticaret girişimcilerinin 2017 yılındaki ortak problemleri sırasıyla paketleme, fatura kesme, stok takibi ve ürün araştırmaydı. 2018’in ilk 6 ayında yaşanan en büyük sıkıntı ise son dönemdeki hareketli döviz kurlarının etkisiyle ürün fiyatlandırması oldu. Bunu paketleme, ürün araştırma ve stok takibi izledi.
2018 yılının ikinci yarısı için beklenen en büyük riskin %50 oranla döviz kurundaki artış olduğunu belirten katılımcılar, bunun neticesinde kargo maliyetlerinin artmasından ve yüksek enflasyon oranlarından endişe duyuyor. Katılımcıların %3,6’sı ise en düşük riski, müşterilerin e-ticaret harcamalarının azalması olarak görülüyor.
Online Pazar Yerleri Girişimciler İçin Fırsat
Araştırmaya katılan girişimcilerin yarısından fazlası online pazar yerleri, %26’sı internet siteleri ve %13’ü fiziksel mağazalar aracılığıyla satış yapıyor. n11, GittiGidiyor, Hepsiburada gibi online pazar yerlerinde satış yapan katılımcıların %47’si kendilerine ait özgün bir e-ticaret sitesine de sahip.
Türkiye e-ticaret piyasasına güçlü bir oyuncu olarak girecek olan Amazon, e-ticarette faaliyet gösteren KOBİ’leri heyecanlandırdı. Amazon’da var olmak, küresel bir e-ticaret deneyimi anlamına da geliyor. %90’ı yurt dışına satış yapmayan e-ticaret girişimcilerinin %87’si, Amazon Türkiye’de mağaza açtığını veya açmak istediğini belirtti. Hali hazırda %10’u Amazon’dan satış yaparken, %75’i yurt dışı operasyon fikirlerine açık olduğunu ifade etti.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Dünyanın teknolojik olarak çok hızlı gelişim sürecinden geçtiğini ve teknolojinin insanların ona uyum sağlamasını beklemeden hızla ilerlemeye devam ettiğini belirten Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy kurucusu Murat Erdör, teknolojinin ve dijitalleşmenin günlük hayatı, iş süreçlerini ve alışkanlıkları yakın zamanda kökten değiştireceğini ifade etti.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Erdör, 20 yıllık zaman diliminde teknolojinin etkisiyle insan yaşamında yerini alacak ve günlük alışkanlıkları dönüştürecek gelişmeleri şu şekilde sıraladı:
Demokrasi dijitalleşecek
Kimlik doğrulama, güvenlik ve güvenilirlik gibi nedenler dolayısıyla internetten oy kullanma henüz yaygınlaşmış değil. Bu kaygıların hepsi gelecekte çözülecek, yeni nesil seçmenler, tek tıklamayla internetten oyunu kullanabilecek. Demokrasi dijitalleşirken e-oylama her yerde olacak.
Evlerin dijital güvenliği önem kazanacak
Gelişimini 20 yıl gibi kısa bir sürede büyük yollar kat ederek tamamlayan nesnelerin interneti, gelecekte çok daha farklı noktalarda kendisini göstermeye başlayacak. Teknolojinin hızla yol aldığı bu dönem içerisinde aklın alamayacağı şeyleri uzaktan görmek, dinlemek, yorumlamak ve kontrol etmek mümkün bir hale gelecek. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra sahip olunan nesneler ve özellikle evler güvenlik ihlallerine açık olacak. Evlerin dijital güvenliği önem kazanacak; tıpkı bilgisayarların virüslere ve hacker'lara karşı korunması gibi, ev koruma sistemleri de günlük hayatın parçası haline gelecek.
Hyperloop sayesinde ulaşım kolaylaşacak
Toplu taşımacılıkta yeni rüya olarak tanımlanan Hyperloop projesi sonlandığında iki nokta arasındaki mesafenin en hızlı şekilde kat edilmesini sağlayacak. Gelecekteki toplu ulaşım alışkanlarını tamamen değiştirecek Hyperloop, çevresel koşullardan ve iklim şartlarından etkilenmeyecek.
Sanal gerçeklik gündelik hayatın içinde olacak
Son dönemde teknolojisi ve popülerliği iyiden iyiye artan Virtual Reality (Sanal Gerçeklik) ile gelecekte hemen hemen herkes daha önce hiç gitmediği yerlere kolayca erişebilecek, sanal gerçekliği kullanarak yeni yerleri, sanki onları ziyaret ediyormuş gibi görebilecek. Sanal gerçeklik, eğlence sektörünün yanı sıra eğitimde de etkili olacak. Öğrenciler, tarih derslerinde zaman içinde seyahat etmenin yanı sıra sanal saha gezilerine de katılabilecek. İş dünyası özelinde ise toplantılar mekândan bağımsız olabilecek, çalışanlar sanal gözlükler ile eğitimlere, toplantılara, sunumlara katılabilecek ve yorum yapabilecek.
Drone’lar güvenlik için kullanılacak
Gelecekte, drone’ların çoklu yetenekleri olacak. Son yıllarda önemli ilerleme kaydeden drone teknojojisi sağlık, eğitim, iş, seyahat ve eğlence gibi alanlarda yaygın olarak kullanılacak. Tüm bunların yanı sıra tarım alanında tohum ekimi, ilaçlama, gübreleme gibi faaliyetlerde drone’lar aktif görev alacak. Drone’lar ayrıca polis birimleri tarafından güvenlik amaçlı kullanılacak, can kaybı yaşanabilecek operasyonlarda görev alacak.
Eğitim online olacak
Esneklik, düşük maliyet, kolay erişilebilirlik ve artan animasyonlu öğrenme sayesinde online eğitim hızla gelişecek, daha geniş kitlelere hitap edecek. Çevrimiçi sınıflara evrimleşecek eğitim sayesinde gençler koleje gitmek yerine online olarak eğitim alacak.
Kıyafetler renk değiştirebilecek
Kıyafetler, 20 yıl içerisinde günümüzdekinden farklı formlara dönüşecek. Gelecekte, kıyafetlerin rengini değiştirebilmek kolay bir işlem olacak ve rengi değişebilen giysiler dolaplardaki yerlerini alacak. Ayrıca güneş ışığını ve hareket enerjisini elektriğe çeviren giysiler de tasarlanacak.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
E-ticaret devi Amazon, 19 Eylül 2018 tarihi itibariyle Türkiye pazarına giriş yapmış bulunuyor. Artık Türkiye'deki tüketicilerde Amazon.com.tr üzerinden satış yapan 1.000’i aşkın yerli işletmeden alışveriş yapabilecekler.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Henüz Türkiye'deki yolculuğunun başında olan Amazon.com.tr; bini aşkın yerli işletmenin ürünleri dahil olmak üzere kitap, elektronik, spor, outdoor, oyuncak, ev dekorasyonu ve bebek ürünleri gibi 15 farklı kategoride geniş bir ürün yelpazesi sunuyor.
Amazon.com.trÜlke Müdürü Sam Nicols, “Amazon olarak amacımız, müşterilerin internet üzerinden almak isteyebilecekleri her şeyi, cazip fiyatlarla sunan, dünya üzerindeki en müşteri odaklı şirket olmak. Amazon.com’un kurulduğu 1995 yılından bu yana, Türkiye’deki yüz binlerce müşterimiz, dünyanın dört bir yanındaki Amazon mağazalarından milyonlarca ürün sipariş etti. Bugün, Türkiye’deki müşterilerimize, binden fazla yerli satıcımız ile beraber milyonlarca ürünü sunmanın heyecanını yaşıyoruz. Önümüzdeki aylar içinde, ürün yelpazemizi ve teslimat seçeneklerimizi artırarak en iyi müşteri hizmetini sunmak adına Türkiye’deki faaliyetlerimizi geliştireceğiz. Bu sayede, Türkiye’deki müşterilerimizin güvenini kazanmayı hedefliyoruz.” diyor.
Türkiye’deki tüketiciler, Amazon Alışveriş mobil uygulaması, web sitesi ya da mobil tarayıcılar üzerinden istedikleri zaman, istedikleri yerde güvenli ödeme seçenecekleriyle rahatlıkla alışveriş yapabilecekler. Ayrıca, siparişlerini kolaylıkla takip ederek, diledikleri zaman 7 gün 24 saat müşteri hizmetleriyle iletişime geçebilecek ve kullanıcı yorumlarını okuyarak arzu ettikleri şekilde büyüyen ürün yelpazesini inceleyebilecekler.
Türkiye’deki Büyük-Küçük Birçok İşletmeye Büyüme Fırsatları Sunuyor
Amazon, KOBİ’lere dünya genelinde yeni müşterilere ulaşma konusunda yardımcı olmak için, altyapı ve teknik hizmetlere bu zamana kadar milyarlarca dolarlık yatırım yaptı. Amazon.com.tr’nin açılması ile birlikte Türkiye’deki işletmeler, herhangi bir ürün listeleme ücreti olmadan ürünlerini kolaylıkla Türkiye'nin dört bir yanındaki müşterilere satabilecek. Amazon bu işletmelere; listeleme araçları, 7 gün 24 saat online satış desteği, açık ve şeffaf satış koşulları, fiyatlandırma bilgileri, rapor ve analizler gibi satış artırmaya destek olacak hizmetler sunuyor.
Amazon.com.tr Satıcı Hizmetleri Ülke Lideri Alpagut Çilingir konuyla ilgili“E-ticaret sayesinde Türkiye’nin dört bir yanındaki küçük ve büyük ölçekli işletmelerle aynı düzeyde çalışma imkanına sahip olurken, işlerini büyütme fırsatı yakalıyor. Biz de Amazon olarak, satıcıların başarılı olması için çeşitli yatırımlar yapmaya devam ediyoruz; yüklerini azaltacak araçlar sunuyor ve satışlarını artırmalarına destek oluyoruz.” dedi.
Amazon, en küçük işletmenin en büyük markalarla rekabet edebilmesine fırsat vererek, küçük ve orta ölçekteki işletmelerin dünya çapında yüz milyonlarca müşteriye ulaşmasına destek oluyor. 2017 yılında, dünya genelinde 20.000’den fazla küçük ve orta ölçekli işletmenin Amazon’da ulaştığı ciro ise 1 milyon doları aştı.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Ajans Press’in Paym.es verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye’de herhangi bir sosyal ağ üzerinden satış yapanların sayısının 1 milyonu aştığı belirlendi.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Sosyal ticaret üzerine yapılan araştırmadan çıkan sonuçlara göre, Türkiye’de Twitter, Facebook, Instagram gibi sosyal mecraları kullanarak satış yapanların sayısının 1 milyonu aştığı bilgisine ulaşıldı. Yapılan satışların da yüzde 86’sını ürün grubu oluştururken, yüzde 14’ünün hizmet temelli olduğu anlaşıldı.
Kadınlar Sosyal Ticarette Erkeklere Göre Daha Aktif
Sosyal ticaret yapanlar cinsiyet bakımından incelendiğinde ise kadınların yüzde 58’lik dilimle önde olduğu görüldü. Böylelikle kadınların sosyal ağ üzerinden yapılan ticarette erkeklere göre daha aktif olduğu gözlendi.
Sepet Ortalaması 127 TL
Gerçekleştirilen medya araştırmasında sosyal mecralarla ilgili yıl içerisinde 110 bin 710 haber çıkışı tespit edildi. Medyaya yansıyan haber başlıkları incelendiğinde, sosyal mecralar içerisinde en çok Twitter’ın yansıma bulduğu belirlendi.Türkiye’de yapılan sosyal ticaret, Facebook, Instagram gibi sosyal ağları kapsarken, Instagram’dan yapılan sosyal ticaretin sepet ortalaması 127 TL olarak belirlendi. Çalışanların da yüzde 22’lik bölümünün ek iş olarak el emeği ürünleri satışa çıkardıkları görüldü.
Sosyal Ticaretin Son 5 Yılda 10 Kat Büyüdü
Elde edilen veriler neticesinde ayrıca sosyal ticaretin son 5 yılda 10 kat büyüdüğü gözlenirken, dünya genelindeki hacminin 50 milyar dolara yükseldiği saptandı. Her geçen gün büyümesi beklenen bu sektörün 2021 yılında 165 milyar doları aşacağı öngörülen bilgiler arasında yer aldı. Öte yandan sosyal ağ kullanıcılarının 51 milyona yaklaştığı Türkiye’de 44 milyon kişinin akıllı telefonları üzerinden sosyal mecraları kullandığı tespit edildi. İnternet kullanıcılarının ise yüzde 30’unun alışverişte mobil cihazları tercih ettiği gözlendi.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Bilişim Zirvesi’18, Türkiye İş Bankası ve HPE ana sponsorluğunda“Beyond The Wall” mottosu ve “Akıllı Şeyler - Bilen Teknolojiler” temasıyla, düzenleniyor. Zirvenin bu yılki keynote konuşmacısı Fjord Accenture Interactive EALA Veri Tasarım Direktörü Connor Upton olacak. Upton zirvede yapay zekânın insan merkezli tasarlanmasına ilişkin çarpıcı sorular ve yanıtlar sunacak.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Bilişim Zirvesi’18, “Beyond the Wall” mottosu, yapay zeka ve robotik başta olmak üzere yeni nesil teknolojileri merkezine alan "Akıllı Şeyler - Bilen Teknolojiler" temasıyla, Türkiye İş Bankası ve Hewlett Packard Enterprise ana sponsorluğunda, 21-22 Kasım 2018 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi'nde kapılarını açıyor. Bilişim Zirvesi'18'in keynote konuşmacısı, Accenture'ın Dublin'deki çok disiplinli tasarım ve inovasyon merkezinde, Fjord Accenture Interactive EALA Veri Tasarım Direktörü olarak görev yapan Connor Upton olarak belirlendi. "Yapay Zekâyı Takım Arkadaşı Olarak Tasarlama" başlıklı bir konuşma yapacak olan Upton, keynote oturumunda yapay zekâ teknolojilerinin getirdiği dönüşümün iş dünyasındaki etkilerini ele alacak.
Image may be NSFW. Clik here to view.
İki gün boyunca 17 farklı temada yapılacak oturumlar boyunca yapay zekâ ve robotlarla birlikte yaşamı ve insanı yeniden tanımlamayı amaçlayan Bilişim Zirvesi'18'de fikir ve düşünce liderlerinin yanı sıra yönetim guruları, gelecek tasarımcıları, akademisyenler, teknoloji liderleri, yasal düzenleyiciler ve sivil toplum kuruluşları bir araya geliyor. Etkinliğin keynote konuşmasını yapacak olan Connor Upton, karmaşık çalışma ortamlarının tasarımına uyguladığı insan merkezli yaklaşımlar ve bu konuda gerçekleştirdiği ses getiren yayınlarla biliniyor.
Yüksek teknoloji üretimi, polis komuta merkezleri, saha çalışmaları, otomotiv ve enerji yönetimi başta olmak üzere birçok alanda proje geliştiren Connor Upton, Bilişim Zirvesi'18 kapsamında yapacağı konuşmada
İşgücü değişimi konusunda çok fazla coşkuya şahitlik ettik, ancak yapay zekâ insan performansını nasıl artırabilir?,
Algısal veya bilişsel görevlere yardımcı olmak için hangi fırsatlar mevcuttur ve bu fırsatlar uzmanlığı ölçeklendirmede nasıl yardımcı olabilir?
gibi soruların yanıtlarını katılımcılarla paylaşacak.
Unutmayın, Bilişim Zirvesi’18, 21-22 Kasım 2018 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilicek.
Önemli bir buluştan bahsedildiğinde çoğu kişinin aklına ilk olarak benzer isimler gelir: Thomas Edison, Wright Kardeşler, hatta belki de Steve Jobs. Akıllara gelen ilk isimler sayıldığında genellikle bir kadın mucidin ismi akıllara gelmez. Belki de birçok kişi kadın mucitlerin isimlerini bilmiyordur. Ancak kadınların dünyaya kazandırdığı birbirinden yararlı icatlar var.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Yıllardır gerek geleneksel basın gerekse insanların tutumları sebebiyle kadınların hayata kazandırdıkları yenilikler erkeklerinki kadar öne çıkamadı ve kadınlar isimlerini duyurmakta zorlandı. Ancak bilgisayar yazılımından yangın merdivenine kadar birçok şey bir kadın tarafından ortaya çıkarıldı.
İşte Kadınların Dünyaya Kazandırdığı Hayat Kolaylaştıran İcatlar
Image may be NSFW. Clik here to view.
1. Dr. Shirley Ann Jackson - Arayanın kimliği
Dr. Shirley Ann Jackson Amerikalı bir fizik kuramcısı. 1970’lerdeki araştırmaları günümüzde kullandığımız telefonla arayanların kimliğinin görünmesini sağlıyor. Telekomünikasyon alanındaki çalışmaları ise daha sonra fax makinesi, fiber optik ve güneş enerjisi hücrelerinin geliştirilmesinin önünü açtı. Dr. Jackson, Massachusetts Institute of Technology’de doktora derecesi alan ilk siyahi kadın oldu.
Image may be NSFW. Clik here to view.
2. Josephine Garis Cochrane - Bulaşık Makinesi
Cochrane, bulaşıkları hizmetçilerinden daha hızlı yıkamanın bir yolunu arıyordu; hızlı yıkayacak ama tabakları da kırmayacak. Kendi icadı olan ilk bulaşık makinesi, bakır bir kazan ve motordan oluşuyordu. Ama bu düzenek, su basıncını kullanan ilk bulaşık makinesi olarak tarihe geçecekti. Cochrane’in alkolik kocası ona devasa bir borç bırakarak ölmüştü. Kadın mucit 1886’da bulaşık makinesinin patentini aldı ve kendi fabrikasını kurdu.
Image may be NSFW. Clik here to view.
3. Dr.Grace Murray Hopper - İlk büyük ölçekli bilgisayar ve Bilgisayar yazılımı
Amiral Dr.Grace Hopper , İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Harvard Üniversitesi’nde yürüttüğü çalışmalar sonucu ilk büyük ölçekli bilgisayar “IBM-Harvard Mark 1”i icat ettiği için “bilgisayarların annesi” olarak tarihe adını yazdırdı.
1952’de ilk kod derleyicisini yazdı. Bu derleyici, kelimelerle anlatılmış yönergeleri bilgisayarın anlayabileceği kodlara tercüme ediyordu. Böylece programlama daha da hızlandı; bu, bilgisayarların çalışma yöntemlerinde devrim niteliğindeydi. Kodlardaki ‘hata ayıklama’ kavramı olan ‘de-bugging’ de Hopper sayesinde popüler oldu.
Image may be NSFW. Clik here to view.
4. Dr. Ellen Ochoa - Optik Analiz Sistemi
Ochoa, ilk hispanik astronot ve NASA için çalışan araştırmacı unvanlarına sahip. Ochoa’nın icadı optik sistem mekanik olarak üretilen mallar için kullanıldı.
Image may be NSFW. Clik here to view.
5. Barbara Askins - X-ray teknolojisi
NASA kimyageri Askins radyoaktif materyali kullanarak film negatiflerinde iyileşme sağladı.
Image may be NSFW. Clik here to view.
6. Olga D. Gonzalez, Sanabria - Uzay üssü pilleri
Uluslararası Uzay İstasyonu’nda kullanlılan uzun ömürlü Nikel-Hidrojen pillerinin mucidi Porto Rikolu bilim insanı Olga D. Gonzalez-Sanabria. Gonzales-Sanabria, bu pil teknolojisini 1980’lerde NASA’nın Glenn Araşatırmalar Merkezi’nde keşfetmişti.
Image may be NSFW. Clik here to view.
7. Hedy Lamarr - Kablosuz iletişim
Hedy Lamarr hem ünlü bir Hollywood aktrisi hem de bir mucit. İkinci Dünya Savaşı sırasında Lamarr ve George Antheil radyolu güdüm sistemini icat ettiler. Teknik zorluklardan dolayı bu icat 1962 yılına kadar kullanılamadı. Hedy Lamarr'ın kablosuz iletim sistemi ise Wi-Fi ve Bluetooth'un gelişmesinde büyük rol oynamış.
Image may be NSFW. Clik here to view.
8. Patricia Bath - Laserli katarakt ameliyatı
Bath, katarakt ameliyatlarında kullanılan yeni bir methodla 1988 yılında patent alan ilk Afro-Amerikan kadın doktor oldu.
Image may be NSFW. Clik here to view.
9. Ann Tsukamoto - Kök hücre izolasyonu
Tsukamoto, kök hücre izolasyonunun patentini 1991’de aldı. Kanser hastalarının dolaşım sistemini anlama ve hastalığın muhtemel tedavisi için devrim niteliğinde bir araştırmaydı. Tsukamoto, araştırmalarına devam ediyor.
Image may be NSFW. Clik here to view.
10. Dr. Maria Telkes - Güneşle ısıtma sistemi
Macaristan doğumlu biyofizik uzmanı Telkes evlerde kullanılabilen güneş enerjisiyle ısıtma sisteminin mucidi. 1925 yılında yerleştiği ABD’de vatandaşlık alan Telkes Westinghouse Electric şirketinde araştırmacı mühendis olarak çalıştı.
Image may be NSFW. Clik here to view.
11. Alice H. Parker: Merkezi Isıtma Sistemi
Merkezi ısıtma sisteminin mucidi Parker ABD’den patent almak için 1919 başvuru yaptı. Sistem sayesinde tüm binanın sıcaklığı düzenlenip, ısı her odaya dağıtılabiliyordu.
Image may be NSFW. Clik here to view.
12. Marie Van Brittan Brown - Ev Güvenlik Sistemi
Evde genellikle yalnız yaşayan hemşire Marie Van Brittan Brown, kendini daha güvende hissettirecek bir yöntem arayışındaydı. Kocası Albert’le birlikte 1960’larda suçun yükseldiği bir dönemde ilk ev güvenlik sistemini kurdular. Cihaz oldukça komplikeydi. Bir motor tarafından kontrol edilen kamera gözetleme deliğinden bakıyordu. Görüntüler ise yatak odasındaki ekrana aktarılıyordu. Ekran düzeneği ise alarm tuşuyla desteklenmişti.
Image may be NSFW. Clik here to view.
13. Tabitha Babbitt - Yuvarlak Testere
1800’lerin başında ağaç kesmek için testerenin iki ucundan tutacak iki erkeğe ihtiyaç duyuluyordu. Ancak Tabitha Habbitt’in 1813’te icat ettiği yuvarlak testere sayesinde erkekler bu zorlu görevden kurtulmuş oldu.
Image may be NSFW. Clik here to view.
14. Rachel Zimmerman: Blissymbol Yazıcısı
Kanadalı mucit Rachel Zimmerman 1980’lerin ortasında 12 yaşındayken “Blissymbol Printer” adı verilen yazılım programını geliştirdi. Zimmerman’ın bir bilim fuarı için okul projesi olarak başladığı bu program beyin felci gibi rahatsızlığı olan kişilerin çevresiyle iletişim kurmasına olanak sağlıyor. Kullanıcılar özel dokunmatik ekranı sayesinde ekranda gördüğü sembolleri seçiyor ve program bunları yazılı cümlelere dönüştürüyor.
Image may be NSFW. Clik here to view.
15. Mary Anderson - Araba sileceği
1900’lü yıllarda sürücüler yağmur ve kar yağdığında her bir sokağın başında arabalarını durdurup camlarını silmek zorundaydı. Mary Anderson 1903 yılında araba sileceğini icat ettiğinde ise sürücülerin dikkatini dağıtacağı gerekçesiyle 10 yıl boyunca patent alamadı. Ancak sonunda herkes bu icadı kullanmaya başladı. Araba sileceğinin elektrikli olanı da 1917 yılında yine bir kadın tarafından üretildi.
Image may be NSFW. Clik here to view.
16. Bette Nesmith Graham: Daksil
Graham yaptığı yazım yanlışlarının neticesinde kağıtları atıp baştan yazmaktan bıktığı için bir gün mutfak mikseriyle karışım hazırladı. Uzun süren denemelerden sonra Graham, daksilin patentini 1958 yılında aldı.
Image may be NSFW. Clik here to view.
17. Sarah E. Goode: Katlanabilir Yatak
ABD’de 1885 yılında patent başvurusu yapan ilk Afro-Amerikan kadını Sarah Goode’nin icadı katlanabilir portatif yataktı.
Image may be NSFW. Clik here to view.
18. Margaret Knight - Kese kağıdı “kraliçesi”
Kese kağıtlarından önce üretilen kağıt torbalar zarf biçimindeydi ve düz bir tabanı yoktu. Bu haliyle bir hayli işlevsiz olan kağıt torbaları bugün bildiğimiz şekline sokan Knight, kağıdı kesen, katlayan ve dörtgen bir taban veren makineyi icat etti ve 1871 yılında patent aldı.
Image may be NSFW. Clik here to view.
19. Marion Donovan - Tek kullanımlık bebek bezi
Donovan’ın 1949 yılındaki ilk icadı “Boaters” isimli bebeklerin pişik olmasını engelleyen sızdırmaz bezdi. Konu üzerinde çalışmaya devam eden Donovan 1961 yılında ise tek kullanımlık bebek bezi “Parpers”ı geliştirdi.
Image may be NSFW. Clik here to view.
20. Ann Moore: Bebek taşıyıcı
Batı Afrika’da Barış Gücü hemşiresi olarak 1960’lı yıllarda görev yapan Moore, Afrikalı kadınların bebeklerini taşıma biçimlerinden etkilenmiş. Uzun süreli denemelerden sonra sırt çantası mantığıyla fikrini birleştiren Moore bebek taşıyıcı “Snugli”yi geliştirdi.
Image may be NSFW. Clik here to view.
21. Elizabeth Magie - Monopoly
Monolpoly oyununun yaratıcısı Charles Darrow olarak lanse ediliyor. Ancak gerçek pek öyle değil, tarihin bu en popüler oyunun kuralları Elizabeth Magie tarafından konuldu. Magie’nin kuralları yenilikçi bir oyun oluşturup sahte paralar ve mülklerle servet biriktirmekten geçiyordu. 1904’te tasarladığı oyunun adı da ‘The Landlord’s Game’ idi. Aynı oyun, ‘Monopoly’ ismiyle Parker Brothers tarafından yayınlandı. Parker Brothers, oyunun mucidi olarak görülen Darrow’a 500 dolar ödedi. Ayrıca Magie’den de patentini alarak bir nevi bu popüler oyunun ‘tekelini’ ele almış oldu.
Uplifers Kaynaklı sizin için derlediğimiz haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Bilişimciler ve BİLİŞİM GRUBU tarafından 22 Eylül 2018’de SETA İstanbul Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen“Bilişimciler Gelecek 5.0 Zirvesi” bilişim sektörünün önemli isimlerini ve paydaşlarını biraraya getirdi.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Gelecek 5.0 ana temasıyla düzenlenen Bilişimciler Gelecek 5.0 Zirvesi’nde “Yapay Zeka’nın Kullanılabilir Uygulamaları”, “Endüstri 4.0 ve Sonrası”, “Bulut Bilişim ve Güvenlik”, “Nesnelerin İnterneti, Blok Zinciri ile Dönüşecek Endüstriler, Robotik ve Otonom Araçlar, Savunma Sanayisi için Bilişim” gibi önemli konular konuşmacı konuklar tarafından masaya yatırıldı.
Bilişim Sektörünün önemli paydaşlarını ve isimlerini bir araya getiren zirvenin açılış konuşmalarını Bilişimciler Başkanı Şenol Vatansever, xplace Türkiye ve Ortadoğu Genel Müdürü İhsan Alper Türkay,İstanbul Okan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Güner Gürsoy ve Habertürk TV & Habertürk Teknoloji Editörü-Sunucusu & Fintechtime Haber Müdürü Cem Sünbül yaptı.
Gelecek 5.0 Türkiye’mizin Markası ve Çıkış Yolu Olabilir!
Bilişimciler Başkanı Şenol Vatansever yaptığı açılış konuşmasında; değişen global ekonomi şartlarda avantaj kazanmak isteyen ülkelerin belli akımlar ortaya koyarak, bu akımları markalaştırarak sahiplendiklerini ve birer çıkış yolu haline getirdiklerini söyledi. Almanya’nın Endüstri 4.0, Japonya’nın Toplum 5.0 gibi kavramlar üzerinden yeni ekonomi modelleri inşa ettiklerini söyleyen Vatansever, bu zirve ile yeni ama başarılı bir şekilde organize olan Bilişimciler olarak Gelecek 5.0 akımını ülkemizin gündemine sunduklarını söyledi.
Image may be NSFW. Clik here to view.
BİLİŞİM GRUBU ve Bilişimciler oluşumlarına öncülük ve başkanlık yapan ŞenolVatansever açılış konuşmasında şunları söyledi:
“Bilişimciler çok genç ve aksiyoner bir oluşum, 1 Haziran tarihi itibari ile bundan sadece üç buçuk ay öncesinde kurduğumuz geniş tabanlı bir düşünce topluluğu. Bilişimciler; CIO'lar ve bilgi teknolojileri yöneticileri, sektörümüzün üretici-distribütör-iş ortağı bacağında yer alan şirket sahipleri ve çalışanları, akademisyenler ve medya mensuplarından oluşmakta. Tüm bilişim sektörünü kapsıyor durumdayız, bu sebeple de adını Bilişimciler koyduk. BİLİŞİM GRUBU’nu Kasım 2017’de kurmuştuk. BİLİŞİM GRUBU sadece CIO’lar ve bilgi teknolojileri yöneticilerinden oluşan bir gruptu. Bu profilin genişletilerek farklı bakış açılarının katılması ile farklı sinerjilerin de oluşacağını düşündüğümüzden Bilişimciler'i kurmaya karar verdik. Ve ne kadar doğru bir iş yaptığımızı şu an buradaki atmosferden de çok iyi anlıyoruz. BİLİŞİM GRUBU tarafında 300 civarında üyemiz var. Bilişimciler tarafında 3 ay gibi kısa bir sürede 500’ün üzerinde üyeye çıkmış durumdayız, 600'lere yaklaştık. 2019 yılı içerinde 5000 üyeye ulaşarak Türkiye'nin en büyük bilişim STK'sı haline gelmeyi hedefliyoruz.
Zirve içeriklerimizi Okan Üniversitesi, üyelerimiz ve sektörden davet ettiğimiz profesyonellerle gerçekleştiriyoruz. Özellikle bu salonu bize tahsis ettiği için SETA'ya ve Sayın Genel Müdürü Abdulkadir Çay’a çok teşekkür ederiz. Bilişim sektörüne de önemli bir destek vermiş oldu. SETA siyaset, ekonomi, toplum araştırmaları tarafında Türkiye'nin en önemli kurumlarından birisi. Bilişim tarafında iş birliklerimizi arttıracağımız çalışmalara imza atacağımızı düşünüyorum. Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED), Bilişim Medyası Derneği (BMD) gibi sektörümüzün çok önemli STK’ları da Zirvemize destek veriyor. Televizyon tarafında Habertürk'ten Cem Sünbül de bugün konuşmacı olarak aramızda. Sadece tek taraftan bakarak ya da herkes kendi tarafında bilişimle ilgili mücadele ederek sonuç üretme noktasında ağır kalabiliyoruz. Biz sektördeki bütün paydaşlarımıza bu anlamda kucak açmak ve onlarla istişare etmek, onların tecrübelerinden yararlanmak istiyoruz. Ancak bu şekilde daha etkili olabiliriz.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Gelecek 5.0... Peki 'Gelecek 5.0 nedir?
Zirvemizin ana teması Gelecek 5.0. Peki Gelecek 5.0 nedir? Şimdi daha Endüstri 4.0'ı tam olarak içselleştirememişken Gelecek 5.0 nereden çıktı? Endüstri 4.0 Almanya ile anılan, Toplum 5.0 Japonya ile anılan bir yaklaşım. Biz de Türkiye ile anılmasını istediğimiz, markalaşmasını istediğimiz "Gelecek 5.0" yaklaşımını ortaya koyuyoruz. Tabi ki bunun alt bileşenleri olan yapay zeka, robotlar, blockchain, siber güvenlik gibi konuların bir kısmı zirvemiz kapsamında da teknolojik anlamda konuşacağımız konular.
Gelecek 5.0 yüksek teknoloji, mutlu insan ve dünya barışı temelli bir yaklaşım. Özellikle Türkiye savunma sanayi anlamında, askeri teknolojilerde önemli çalışmalar yapıyor. İşte şu an devam eden TEKNOFEST sebebiyle bazı arkadaşlarımızda orada, önemli çalışmalar yapıyor. Bu çalışmalarla beraber biz daha farklı bir hava estirebiliriz. Türkiye'de yerli ve milli teknolojileri savunuyoruz. Yerli ve milli firmaları öncelikle bizim desteklememiz gerekiyor. Çünkü Türkiye'nin daha fazla üretir noktaya gelmesi lazım.
Yaşadığımız temel problemlerin tamamında aslında üretim noktasında geliştirilmesi gereken kısımlardan kaynaklanıyor. Bizim tarım da hayvancılık da yapmamız lazım, sanayi de yapmamız lazım, yüksek teknoloji de üretmemiz lazım. Türkiye'nin 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi var, şu an 160 milyar dolar seviyesindeyiz. Demek ki bir şeyleri artık farklı yapmamız lazım. 500 milyar dolara ulaşmak istiyorsak, bizim yüksek teknolojiyi ön plana getirmemiz gerekiyor. Bunun için de hem girişimcilik tarafında üniversite öğrencilerinin sürecin içine dahil edilmesi, daha aktif olarak desteklerden faydalanması noktasında üniversite iş birlikleri, STK iş birlikleri ve tabi ki devlet kurumlarıyla iş birlikleri gerekiyor. Şu an aramızda olan bakanlık temsilcilerimizle de aynı konuyu istişare ettik. Daha icraatçı şekilde sonuç alacak tarzda bizim bu çalışmaları yapmamız gerekiyor. Bu sebeple de buradaki Gelecek 5.0 markasıyla beraber bunları toparlayıp, devletle de bu anlamda istişarelerimizi yaparak önemli yol haritaları ortaya koymayı düşünüyoruz.
Bizim şöyle bir alışkanlığımız var, devlet neden yapmıyor diyoruz. Devlet değil biz bireyler olarak, vatandaş olarak çocuklarımıza yarın yüksek teknoloji üreten bir ülke bırakmak istiyorsak elimizi taşın altına koyacağız. Zaten buradaki insanlar bu düşüncede olan insanlardan oluşuyor ki, Cumartesi günü böyle yoğun bir kalabalıkla beraber bu etkinliği gerçekleştiriyoruz. 40 civarında şehirde 80-90 civarı il ve ilçe temsilcilerimiz var. 36 kişilik Merkez Yönetim Kurulumuz var. 30 kişilik İstanbul İl Yönetim Kurulumuz var. Öncelikli olarak da Ankara ve Bursa tarafında oldukça yoğun üyemiz olduğu için oralarda da il yönetimi açmayı hedefliyoruz. Diğer temsilcilerimizin olduğu illerde de üniversite ve lokal STK iş birlikleri ile yapmayı hedeflediğimiz tüm Türkiye’yi kapsamayı hedeflediğimiz eğitim projelerimiz var.”
xplace Türkiye ve Ortadoğu Genel Müdürü İhsan Alper Türkay yaptığı konuşmasında “Endüstri 4.0” ve“Dijital Çağ” kavramlarının hızlı bir değişimle tüm geleneksel anlayışımızı, eylemlerimizi ve iş modellerimizi değiştirdini söyledi. İfadesini pek çok değişimle örnekleyen Türkay, bu değişimin olumlu yönleri olduğu kadar olumsuzlukları da beraberinde getirdiğini, dijital dönüşümün avantajlarıyla birlikte tehditlerini de getirdiğini anlattı. Global bir firma olan xplace olarak Türkeyi’nin potansiyeline inandıklarını ve Türkiye’de üretimini yapacakları ürünleri tüm Dünya’ya ihraç etmeyi hedeflediklerini ekledi.
Image may be NSFW. Clik here to view.
İş Dünyasının Dinamikleri Değişecek ve Yeni Sermayemiz İnovasyon Olacak
İstanbul Okan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Güner Gürsoy yaptığı konuşmasında geleceğin CEO larının CIO lardan çıkacağını söyledi. Gürsoy,“CIO ise bir Büyük Veri Medium'u, Bilişsel Yönetici ve Stratejist olmalı. Stratejiyi planlayandan çok strateji üreten konumda olmalı” dedi. Yakın gelecekte robotları çok sık görmeye başlayacağımızı ve robotların insanların işlerini devraldığını da göreceğimizi ifade eden Gürsoy, “iş dünyasının dinamikleri değişecek ve yeni sermayemiz inovasyon olacak” diyerek Okan Üniversitesi olarak bilişim alanından yol haritalarını sundu.
Habertürk TV & Habertürk Teknoloji Editörü-Sunucusu & Fintechtime Haber Müdürü Cem Sünbül yaptığı konuşmasında haberciliğin 60-70'li yıllardan günümüze dijital dönüşümünü "Dijitalize-Mobilize Medya" başlığında sundu. 60-70’li yıllarda bir haberin okurlara, 90’lı yıllarda sesin dinleyicilere, 2000’li yıllarda dergilerin okurlarına, 2005’lerde video’ların izleyicilere ulaşması için hangi altyapılar gerektiğini anlatarak teknolojinin tüm bu araçları nasıl dönüştürüp sadece akıllı telefonlara indirgediğini anlattı.
Gelecek 5.0 motivasyonuyla sektörü bir araya getiren Bilişimciler Zirvesi, açılış konuşmaları ardından 4 önemli panel ile devam etti.
“Yapay Zeka’nın Kullanılabilir Uygulamaları” konulu ilk panelde USMED Başkanı Said Ercan moderatörlüğünde; TÜRGEV Bilgi Teknolojileri Direktörü Ferdi Yılmaz, Eksim Yatırım Holding Bilgi Sistemleri Müdürü Mustafa Çelikpençe ve BT Eğitim-MORTEN Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Kızıları konuşmalarını yapıp soruları cevapladılar.
Image may be NSFW. Clik here to view.
“Endüstri 4.0 ve Sonrası” konulu ikinci panelde BMD Başkan Yardımcısı ve Gazeteci-Yazar CemKıvırcık moderatörlüğünde; İstanbullines Bilgi Sistemleri ve Dijital Pazarlama Müdürü Mustafa Gayır, Baktat Gıda Bilgi Teknolojileri Müdürü Ulaş Cantepe, ISISAN Bilgi Teknolojileri Müdürü Ömer Çolakoğlu ve Türk HavaYolları (THY) Proje/Portföy Yöneticisi Ömür Benek konuşmalarını yapıp soruları cevapladılar.
“Bulut Bilişim ve Güvenlik” konulu üçüncü panelde BMD Başkanı Musa Savaş moderatörlüğünde; Türk Nippon Sigorta Sistem ve Network Yönetimi Müdür Yardımcısı HüsnüTavlaş, MersinBüyükşehir Belediyesi Sistem Yöneticisi Mehmet Sait Yılmaz, Siber Güvenlik Uzmanı / Köşe Yazarı Ali Keskin ve İşNet Planlama ve İş Geliştirme Grup Müdürü Mehmet Kaya konuşmalarını yapıp soruları cevapladılar.
“Nesnelerin İnterneti, Blok Zinciri ile Dönüşecek Endüstriler, Robotik ve Otonom Araçlar, Savunma Sanayisi için Bilişim” konulu dördüncü ve son panelde İstanbul Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Özgür Güngör moderatörlüğünde; Burgan Bank Proje Yöneticisi Murat Sancar, Kriptoal Kurucu ve Yöneticisi Halil İbrahim Sezer, Başak Traktör-Sanko Holding Bilgi Teknolojileri Müdürü Doç. Dr. Erdem Uluğ ve Technopc Kurucu Ortağı Murat Yücel konuşmalarını yapıp soruları cevapladılar.
Panel oturumlarının bitmesiyle önemli isimlere“Bilişim Sektörüne Değer Katanlar” plaketi takdim töreni yapıldı ve toplu fotoğraf çekimi ile zirve tamamlandı.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Bilişimciler Hakkında:
Bilişimciler, 1 Haziran 2018 tarihinde kurulmuş olup “Yerli ve Milli Teknolojiler” ve “Gelecek 5.0” yaklaşımlarını benimsemiştir. Bilişim sektöründeki mesleki gelişmeyi ve dayanışmayı arttırırken; yasal düzenlemeler, standartlar, çalışma koşulları, yapay zeka, siber güvenlik, nesnelerin interneti, endüstri 4.0, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, teşvik politikalarının yüksek teknolojiye ve yüksek katma değere sahip üretime öncelik tanır noktaya getirilmesi, ihracat niteliğimizin yüksek teknoloji yönünde geliştirmesi, yerli teknoloji girişimlerinin arttırılması ve desteklenmesi gibi konularda Kamu’ya destek vermeyi ve kamuoyuna yol göstermeyi amaçlamaktadır.
BİLİŞİM GRUBU Hakkında:
CIO ve IT yöneticilerinden oluşan Türk bilişim sektörünün en etkili düşünce topluluğudur. Sektördeki özel şirketler, STK’lar, kamu ve diğer paydaşlarda görev alan bilişim yöneticilerini bir araya getirerek sektörün ihtiyaçlarına çözüm üretmek, kamuoyu oluşturmak ve gelecek nesillere bilişim alanında yüksek teknoloji üreten bir Türkiye bırakılmasına katkı sağlamak amacıyla 15 Kasım 2017 tarihinde kurulmuştur. Kısa zamanda bilişim sektörünün önemli oluşumlarından birisi haline gelen Bilişim Grubu, Türkiye’nin 2023, 2053 ve 2071 vizyonunu yakalamasının tek yolunu Gelecek 5.0 motivasyonuyla yüksek teknoloji üretmekten geçtiğine inanıyor
Bilişimciler hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.bilisimdernegi.org web adresini ziyaret edebilirsiniz.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Bu makalemizde Bilişimciler üyesi Samet Bayrakcı; günümüzün en güncel konusu olan Yerli ve Milli Teknolojiüretiminin neden arttırılması gerektiği ve bunun için neler yapılmalıdır konularını kaleme alıyor.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Öncelikle Yerli ve Milli Teknolojinin önemine değinmeden bu kavram üzerinde oluşturulmuş bakış açısına hakkında bir kaç görüşümü bildirmek isterim . Yerli ve Milli Teknoloji kavramı ile Türkiye sınırları içerisinde bulunan firmanın ürettiği teknoloji kastedilir. Yani bir A ülkesinde lisanslanan B teknolojisi derlendikten sonra üzerine Türkçe dilinde ifadeler ,yazılar eklendiği taktir de asla Yerli ve Milli Teknoloji olmayacaktır. Bu şekilde yerli ve milli teknoloji ürettiğini düşünenler yanılıyorlar. Öncelikle bu konuda ki araştırmalarımızı yaparak yerli ve milli teknoloji kavramını kendi içimizde belirli bir kriter haline getirmemiz gerektiğini düşünmekteyim. Ayrıca “yerli” ve “milli” üretim faaliyetinin kavramlarını ayrı ayrı değerlendirmelidir. Çünkü yerli ve milli üretim yapan firmalar ülkelerine farklı boyutlarda katkı sağlayabilirler. Bir firma bir teknolojiyi baştan sona geliştirmesini yaparken, başka bir firma sadece montaj faaliyetlerini sürdürüyor olabilir. Bu sebepten ötürü “yerli” ve “milli” kavramları ayrı değerlendirilmelidir.
Yerli ve Milli Teknoloji’nin ülkemizde belirli bir noktaya gelmesi ülke ekonomimize katkı sağlayabilmesi için başlıca yaklaşım olan ithal ürün daha kalitelidir, güvenlidir, stabildir anlayışını hızlı bir şekilde terk etmemiz yerli ve milli teknolojilerimize, firmalarımıza şans vermeliyiz.
Birçok kurumun düzenlediği ihalelerde yerli ve milli üreticiler alım garantili teşvikler ile desteklenmelidir. Uygulanan fiyat avantajı yeterli değildir.
Devlet destekleri çoğaltılarak üretici güven altına alınmalıdır. Devlet, üreticisi ile birlikte bir süre süreçleri yürütmelidir ki üretici sektörde yer edinebilsin.
Son olarak bir çok madde ile Yerli ve Milli Teknoloji üretimi desteklenmesi gerektiğini görebiliriz. Ülkemiz geleceği , kalkınması ,güçlü bir yapıyı pekiştirmesi açısından yerli ve milli üreticilerimizi destekleyerek dışa bağımlılık azaltılmalıdır.
Ülkemizde 2023 stratejisi ile hedefelenen yerli ve milli teknolojilerin geliştirilemesi hedefine ulaşmak için üreticilere şans verilmesi gerekmektedir.
Geleceğe açılan kapı Yerli ve Milli Teknolojiler, Milli gücün kapısını aralamak için üretim şart. Teknolojiyi takip eden değil teknolojiyi üreten, geliştiren ve kullanan ülke olmalıyız.
BilişimcilerÜyesi Samet Bayrakcı tarafından kaleme alınan makalemizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Bilişim ve yazılım teknolojisi alanındaki son teknolojilerin buluşma noktası CEBIT, uluslararası teknoloji ve telekomünikasyon devlerini bir kez daha Hannover’de buluşturmaya hazırlanıyor. 24-28 Haziran 2019 tarihleri arasında düzenlenecek fuar işletmelerin ve toplumun dijital dönüşümünü derinlemesine keşfetmesini sağlayacak deneyimler sunacak.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Dünyanın en büyük bilişim fuarı “CEBIT” yapay zeka teknolojilerini yeni bir boyut kazandırmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıl dijitalleşme sürecinde yaşanan değişim ve dönüşüme dair sunduğu projeksiyonlarla büyük beğeni toplayan fuar yakın tarihte piyasaya çıkmaya hazır yapay zeka, blok zinciri teknolojileri, pazarlama ve satış otomasyon teknolojilerinin günlük yaşama entegrasyonuna odaklanacak. CEBIT 2019 yılında dijital sektörler için Avrupa’nın lider karma sergi, konferans ve festival etkinliği konumunu daha da pekiştirecek.
Fuar, konferans platformu ve ağ oluşturma festivalinin eşsiz bir kombinasyonu olarak yeni bir görünüme kavuşan CEBIT, dijital geleceği şekillendirmeye dâhil olan tüm oyuncuları, BT profesyonelleri ile satış, pazarlama, İK ve finans alanlarındaki dijital karar alıcıları bir kez daha bir araya getirecek.
Hayata Dokunan Teknolojiler Keşfedilecek
CEBIT 2019 d!expo (sergi), d!talk (konferans platformu) ve d!campus (festival) şeklinde üç ana unsurdan oluşacak. Dijital dönüşümü yönlendiren büyük trendleri ön plana çıkaracak olan CEBIT 2019 yapay zeka, blok zinciri teknolojileri, pazarlama ve satış otomasyon çözümlerine odaklanacak.
“Dijitalleştirilmiş Hizmetler” olarak adlandırılan yeni bir sergi bölümü ise dijital hizmet platformlarını konu edecek ve dijitalleşmenin hizmetler sektöründeki etkilerini araştıracak. Bölümün ziyaretçileri, yapay zeka, blok zinciri, veri analizleri ve siber güvenlik dahil çeşitli dijital disiplinleri kapsayan yeni hizmet çözümleri hakkında bilgi edinecek.
Gelecek yıl ön plana çıkarılacak önemli temalardan biri de dijitalleşmenin yeniden şekillendirdiği kullanıcı sektörleri olacak.Bu yıl Geleceğin Ulaşım Araçları sergisiyle ulaşım aracı vizyonlarını ve bu pazarda merkezi rol oynayacak olan teknolojileri vitrine çıkaran fuar, 2019’da aynı formatı dijital dönüşümün sigorta ve sağlık hizmetleri gibi diğer kullanıcı sektörleri ve kamu sektörü üzerindeki etkilerini araştırmak için kullanacak.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Tamamlandığında dünyanın sıfırdan yapılan en büyük havalimanı olacak İstanbul Yeni Havalimanı’nda bulunan bilişim teknolojileri sisteminin altyapı ve yazılım hizmetlerini sağlamak üzere İGA Havalimanı İşletmesi A.Ş. tarafından İGA Bilişim şirketi kuruldu.
Image may be NSFW. Clik here to view.
İGA Havalimanı İşletmesi tarafından kurulan İGA Bilişim, İstanbul Yeni Havalimanı’nın tüm teknolojik altyapısını ve bilişim hizmetlerini sağlayacak, bu hizmet dünya çapında alanında verilen en büyük hizmet niteliğinde olacak. Toplam 780 kişilik bir ekip ile havalimanının, altyapı, güvenlik, havacılık, iş uygulamaları ve yazılım geliştirme gibi 5 ana sisteminden sorumlu olacak olan İGA Bilişim, yerli mühendislerin geliştirdiği milli sistemleri kullanacak.
Yüzde yüz yerli ve milli kaynaklar ile kurulan İGA Bilişim şirketi İstanbul Yeni Havalimanı ile dünyanın en büyük havalimanının tasarım, kurulum, entegrasyon ve devreye alma işlemlerini gerçekleştirecek. Bir teknoloji üssü gibi hizmet verecek ve dünyanın en akıllı havalimanlarından biri olacak İstanbul Yeni Havalimanı’nın tüm teknolojik altyapısını ve bilişim hizmetleri İGA Bilişim şirketine emanet olacak.
Teknolojide Yerli Kaynaklar Kullanılacak
Teknolojik olarak birçok ilki de bünyesinde barındıracak olan İstanbul Yeni Havalimanı’nda tüm altyapı kurulumu ve tedariki için yerli ve milli kaynaklar kullanacak. İGA Bilişimin yerli mühendisleri tarafından geliştirilen, yolcuların daha kaliteli vakit geçirmesi için düşünülmüş hızlı geçiş sistemleri, ücretsiz internet, dinamik bekleme süreleri bildirimleri, akıllı otopark sistemleri, yeni nesil sadakat yönetimi sistemleri, kayıp eşya yazılımı, apron kartı başvuru portalı gibi uygulamalar da ilk defa kullanılmaya başlayacak.
Image may be NSFW. Clik here to view.
İGA Bilişim, Havacılık Teknolojisi İçin Kuluçka Merkezi Olacak
İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü H. Kadri Samsunlu,İstanbul Yeni Havalimanı’nın havacılık teknolojisi adına bir kuluçka merkezi olacağının altını çizerek sözlerine şöyle devam etti: “İGA Bilişim’i yerli ve milli kaynaklar ile kurmaktan dolayı gururluyuz. Bir teknoloji üssü gibi hizmet verecek ve dünyanın en akıllı havalimanlarından biri olacak İstanbul Yeni Havalimanı, havacılık sektörünün en önemli kuluçka merkezlerinden biri olacak. Hedefimiz, fikri olan herkesi burada, İGA Bilişim platformunda buluşturmak. İstanbul Yeni Havalimanı’nın bilişim altyapısından sorumlu olacak bu şirket Türkiye’nin teknolojik kalkınma sürecine de büyük bir ivme katacak. Nihai amacımız İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki teknolojik deneyimi, Türkiye’nin büyüme hamlesiyle ülkemizde ve bölgede yapılacak diğer havalimanlarına aktarmak, teknolojiyi millileştirmek ve teknoloji ihracını artırmak. Bunun yanı sıra Türkiye ve bölgedeki akıllı bina sistemlerini inşa ederek bu sistemleri işletmek istiyoruz.”
Havacılık endüstrisinde artan yolcu ve uçak sayısına paralel olarak değişimi ve dönüşümü zorlayan bir gelişme yaşandığını belirten Kadri Samsunlu şunları söyledi; “Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği, (IATA) 20 yıllık havacılık tahmin raporunda; 2017 yılında dünya genelinde 4 milyar yolcunun seyahat ettiğini ve bu rakamın 2036 yılında 2 katına çıkarak 7,8 milyar yolcuya ulaşacağını öngörülmektedir. Bu resim, bizlere geleceğin havalimanlarının da daha büyük, daha modern ve son teknolojiyle hizmet veren yapıda olması gerektiğini gösteriyor.”
Image may be NSFW. Clik here to view.
İGA Bilişim Genel Müdürü Ersin İnankul, İGA Bilişim’in İstanbul Yeni Havalimanı ile dünyanın en büyük havalimanının tasarım, kurulum, entegrasyon ve devreye alma işlemlerini gerçekleştirdiğini söyleyerek, İGA Bilişim’in havalimanı bilişim hizmetlerini bu çapta sağlayan, dünyanın en büyük şirketi olacağının altını çizdi. İnankul; “İstanbul Yeni Havalimanı’nda yolcu memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak için kullanılacak mobil uygulamalardan, havalimanı güvenlik sistemlerine, havayolları mesajlaşma platformundan, ortak karar verme sistemine kadar birçok yazılımı hayata geçirdik. Ayrıca dünyanın ilk havalimanı veri merkezi, ülkemizin ilk sanal kule uygulaması ile yerli robot, insansız yolcu taşıma araçları gibi güncel teknolojik sistemler üzerinde de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Burada ürettiğimiz yerli ve milli teknolojiler, tüm dünya havalimanları için örnek olacak nitelikte“ diye konuştu.
Rakamlarla İstanbul Yeni Havalimanı Teknoloji Altyapısı
İstanbul Yeni Havalimanı’nda 3 adet veri merkezi (data center), 102 adet entegre sistem, 467 adet sunucu, 780 telekomünikasyon odası, 3257 adet kartlı geçiş noktası, 3267 uçuş bilgi monitörü, 4549 destek verilen bilgisayar, 9000 adet güvenlik kamerası olacak. Havalimanı bünyesinde 20 milyon GB’lık data alanı mevcut olacak. Ortalama bir şehirde bulunan 80 bin network portu kadar bir porta sahip olacak, Havalimanına döşenen fiber kablo uzunluğu ise İstanbul- Berlin arasındaki 1700 km’ye eşit. Bunun yanı sıra İstanbul Yeni Delhi arasındaki 4500 km uzunluğunda bakır kablolama da havalimanının özellikleri arasında yer alıyor.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Resmen sohbet edebiliyoruz. Karşılıklı konuşabiliyor ve belirli konular hakkında birlikte istişare ederek ortak çalışmalar yapabiliyoruz. Nasıl mı? Cevabı oldukça basit. Nesnelere internet yeteneği vererek…
Image may be NSFW. Clik here to view.Yolda yürüyorsunuz ve hava karanlık, yakınınızdaki sokak lambasının aydınlatma bölgesine girdiğinizde kendiliğinden yanabiliyor. Lambada herhangi bir sorun olduğunda merkezden takip edilmekte ve ilgili birimlere haber verilebiliyor. Akabinde ise sorun gideriliyor. Tüm bu süreç otonom sistemlerce izlenebiliyor ve ilgili birimlere rapor edilebiliyor.
Aracınızla seyahat ediyorsunuz; uykunuz geldi fakat farkında değilsiniz. Göz hareketlerinizi inceleyip aracı bu şekilde kullanmayacağınızı belirleyen aracınız kendisini sağa çekiyor ve sizi dinlenmeye teşvik eedbiliyor. Dilerseniz araç yola sizin adınıza devam edebilir. Yollardaki tüm trafik ışıklarını ve levhalarını sizin adınıza takip edecek ve sizi varmak istediğiniz adrese hiçbir ceza yemeden, hız sınırları aşılmadan sizi ulaştıracaktır.
Daha önce hiç gitmediğiniz bir adreste bir işiniz vardır ve oraya en kısa sürede ulaşmanız gerekmektedir. Hemen cebinizdeki telefonu elinize alıp en kolay kullandığınız bir harita uygulamasını çalıştırdığınızda size en kolay yolu gösterecektir. Uydu üzerinden sizi ve önünüzdeki trafiği izleyerek daha konforlu bir yolculuk için size bir takım önerilerde bulunacaktır.
Bir hayvan çiftliğiniz var. Binlerce hayvanın merkezi bir noktadan takip edilmesi gerekmektedir. Hayvanlara takılan küçük bir elektronik cihazlar ile hayvanların besin ihtiyaçları, sağlık sorunları, vücut sıcaklıkları vb. tüm süreçleri uzaktan takip edilmektedir.
Toplu taşımacılıkla seyahat edeceksiniz. Bekleme noktasındaki panellerden size en yakın otobüsün kaç dakika sonra size ulaşacağı, varış noktasında aktarmaları hangi alternatifler ile yapabileceğinizi birbirine entegre edilmiş ulaşım koordinatörlükleri vasıtası ile kolayca göre bilmektesiniz.
Kolunuza taktığınız bir saat ile kalp atışlarınız, tansiyonunuz ve buna benzer sağlık reçeteniz size ve eğer izin verirseniz hekiminize iletilmektedir.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Lakin dikkatli bakıldığında bize akıllı şehirleri, akıllı evleri, akıllık sağlık sistemleri, akıllı hayvancılık sistemlerini ve buna benzer tüm başlıkları içeren nesnelerin interneti kavramını işaret etmektedir. Nesnelerin interneti kavramı canlılar ve cansız varlıklar arası iletişimi sağlamaktadır.
İnsanların birbiri ile iletişimini sağlayan, uzakları mili saniyeler içinde yakın eden internet; teknolojinin ilerlemesi ile ilk başta başladığı http protokolü üzerinden makineler, diğer bir ifade ile nesneler arası iletişim kurulmasına öncülük etmektedir. Milyonlarca verinin anlık olarak ilerlediği internet kanalı üzerinden yakın gelecekte geçecek olan verilerin boyutlarını hesap etmek için yeni ölçü birimine ihtiyaç duyula bilinir.
Bu bağlamda olumlu ve olumsuz yönlerini karşılaştırmalı olarak aşağıdaki gibi sıralana bilir.
İnsan sağlığı daha yakından izlenerek hastalık nedeni ile ölümlerin büyük oran da önüne geçile bilinir.
Ölümlerin azalması başlangıçta çok iyi bir gelişme olarak görülse de nüfusun hızla artması dünyanın fiziki olarak yetersiz hale gelmesine neden olabilir.
Ülkede yaşayan tüm bireylerin sağlık bilgilerin anlık izlenebilir halde olması bilgi güvenliği açısından büyük risk teşkil edebilir. Aynı zaman da yoğun bilgi giriş çıkışını anlık olarak kayıt altına alacak disk teknolojisi ciddi yatırım gerektirebilir.
Yazılım hatalarından ötürü can kaybı yaşanması, yeni kanunlar çıkarılması gereksinimini ortaya çıkaracaktır.
Akıllı evler, enerji tasarrufu açısından ciddi kazanımlar sağlayabilir. Akşamları otomatik olarak yanan ışığın, sabah kalkıldığında otomatik olarak sönmüş olması ve perdelerin otomatik olarak açılması gibi olanaklar insan hayatını kolaylaştıracaktır.
İnsanların aileleriyle vakit geçirdikleri evlerinde uyguladıkları tüm süreçler makineler tarafından yapıldığında, evlerin otelden bir farkı kalmayacaktır.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Akıllı şehirler ve akıllı trafik altyapıları; trafiğin yoğun olduğu saatlerde trafiği otomatik olarak organize ederek taşıtların en iyi şekilde istenilen adreslere ulaşmalarını sağlayabilir.
Büyük bir aracın önüne aniden çıkan bir araca çarpmamak için otomatik olarak otobüs durağına yönelme ihtimali düşünüldüğünde yapılacak yazılımların çok iyi bir şekilde tasarlanması gerekmektedir. Kararlar bir yazılım tarafından verildiğinden, hatalı verilen bir karar için yazılıma ceza verilmesi mümkün olmayacaktır.
Bu ihtimaller göz önünde bulundurulur ise, bütün sokak lambalarının baz istasyonu haline gelme ihtimali çok yüksektir. Birçok insanın kişisel verileri anlık olarak havada dolaşacağından hem gizlilik anlamında risk içerecek hem de radyasyon mağduriyetleri artacaktır. Teknoloji gelişmekte iken hem insana hem de doğaya saygılı olmalıdır.
BilişimcilerÜyesi Emre Albayrak tarafından kaleme alınan makalemizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Türk mühendisler tarafından geliştirilen sosyal robot Nely, geleceğin dünyasını şekillendiren teknolojilerin ele alınacağı Türkiye’nin en büyük teknoloji ve dijital dönüşüm etkinliği Smart Future Expo’nun konuşmacıları arasında yer alacak.
Image may be NSFW. Clik here to view.
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin (ASKON) düzenlediği Türkiye’nin en büyük teknoloji ve dijital dönüşüm etkinliği Smart Future Expo 2018 Akıllı Teknolojiler Zirve ve Sergisi, yerli teknolojilere de ev sahipliği yapacak.
14 - 15 Kasım 2018 tarihleri arasında “Dönüşerek Daha Güçlüyüz” sloganıyla İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan zirvede Türk mühendisler tarafından geliştirilen sosyal robot Nely, iki moderatör eşliğinde 15 dakika boyunca kendini ve gelecek nesillerini, robotların iş dünyasının geleceğinde oynayacağı rolü, insanlarla ilişkilerini ve teknoloji gündemini değerlendirecek.
Moderatörlerin Sorularını Cevaplayacak
Türk mühendisler tarafından geliştirilen ve Nely adı verilen robot, sosyal özellikleriyle kullanıcıları tanıyor ve yanıt veriyor. Sahip olduğu teknolojilerle yabancı rakiplerinin önüne geçen Nely, yüz tanıma, ses tanıma, duygu analizi sistemlerine sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Kendine ait duyguları ve durumlara yaklaşım biçimi olan Nely, cinsiyete ve yaşa göre farklı tepkiler verebiliyor. Havalimanları, banka şubeleri, fuarlar, hastaneler, okullar ve otellerde kullanılabilecek sosyal robot Nely, tüm bu özelliklerini Smart Future Expo’da katılımcılara sergileyecek. Fuarda robotların hayatımızda nasıl yer alacağını 15 dakika boyunca anlatacak olan Nely, moderatörlerin sorduğu soruları da cevaplayacak.
Bakanlıkların, yerel yönetimlerin, üniversitelerin ve sektör lideri firmaların yerlerini alacağı dev organizasyonda; Sanayinin Dönüşümü, Akıllı Şehir ve Yapı ile Girişimcilik temaları eş zamanlı olarak işlenerek bilişim, yazılım, otomasyon, elektronik ve şehircilik başta olmak üzere gelişen IoT, yapay zeka, bulut bilişim ve büyük veri gibi geleceğin dünyasını şekillendiren akıllı teknolojilere değinilecek.