Quantcast
Channel: Girişim Haber - Bilişim / Yazılım / İnternet
Viewing all 803 articles
Browse latest View live

Microsoft'un Ventures Programı'na Kabul Edilen İlk Türk Girişimi: FitWell!

$
0
0

Türkiye’nin önde gelen sağlık ve fitness uygulaması FitWell, Microsoft Ventures Hızlandırma Programı'na kabul edilen ilk Türk girişimi oldu. Ocak ayında Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın Türkiye ziyareti sırasında bizzat tanıştığı FitWell, yeni yatırım imkanları sağlayacak bu destek programını yapay zeka teknolojisini geliştirmek ve uluslararası büyümesini hızlandırmak için kullanacak.

Sermayesi ve teknolojisiyle safkan bir Türk girişimi olan mobil sağlık uygulaması FitWell, Microsoft Ventures Hızlandırma Programına katılmaya hak kazanan ilk Türk girişimi oldu. Programın diğerlerinden ayrışan önemli özelliği katılım karşılığında hisse almıyor olması bunun yanında katılımcılarına son teknolojileri inceleme ve sistemlerine entegre etme, pek çok mentor, servis sağlayıcı ve teknoloji destekçisiyle işbirliği yapma imkanı sunuyor. Aynı zamanda önemli sermaye yatırımları alma fırsatı sağlıyor.

Yapay Zeka İçin İşbirliği

Microsoft Ventures Hızlandırma Programı'na dünyanın bir çok yerinden 400’e yakın girişim başvuruyor ve katılımcılar zorlu bir eleme sürecinden geçiyorlar. Tüm süreçleri başarıyla geçen ve Türkiye’den programa seçilen ilk girişim olan FitWell’in teknik ve yönetim kadrosu, Londra’da 4 ay sürecek yoğun bir eğitim ve çalışma sürecine dahil olacak. FitWell, Ocak ayında Türkiye’ye gelen ve Cumhurbaşkanlığı ile temaslarda bulunan Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın tanıştığı 3 Türk girişimi arasında yer aldı.

Satya Nadella ile gelecek planlarını paylaşan FitWell kurucusu ve CEO’su Barış Özaydınlı, programa kabul edilmekten dolayı duydukları memnuniyeti ve bu fırsatı etkili biçimde değerlendirerek uluslararası büyümelerini hızlandırmayı hedeflediklerini belirtti. FitWell CTO’su Ahmet Taha Şakar ise uygulama kullanıcılarına daha akıllı bir mobil koçluk deneyimi sunmak için geliştirdikleri‘makine öğrenmesi’ (machine learning) ve yapay zeka konularında bu heyecan verici fırsattan faydalanacaklarını belirtti.

Mobil platformlarda çalışan FitWell uygulaması, kullanıcılarına fit ve sağlıklı bir yaşam sürmeleri için kişisel koçluk yapıyor. Kullanıcılar, ‘Zayıfla ve Yağ Yak’, ‘Esnek Ol Fit Görün’, ‘Kuvvetlen’ gibi hedeflerin yanı sıra mevsimlere özel veya tematik, bölgesel programları kullanabiliyorlar. Kişiye özel beslenme ve egzersiz programları, kullanıcının tercihlerini öğrenerek ve performansını takip ederek sürekli yenileniyor ve kullanıcıyı motive ederek belirli sürede hedefine ulaşmasını sağlıyor. Beslenme uzmanları ve milli sporculardan oluşan eğitmen kadrosunun yanı sıra etkili bir yazılım geliştirme ekibi, uygulamayı sürekli olarak güncelliyor ve yeni teknolojik özellikler ekliyor.

2015’in En İyilerinden

2015’te“Google Play En İyi Uygulamalar” listesine seçilen, iOS ve Android editörleri tarafından birkaç kez dünya çapında en iyi yeni uygulamalar arasında tanıtılan, FitWell, indirme sayılarında hiç reklam harcaması yapmadan 62 ülkede 1’inciliğe ve 88 ülkede ilk 5’e kadar çıkmayı başardı. 2016 yılında Seri A yatırımı almayı planlayan girişimin 219 ülkeden 815,000’nin üzerinde üyesi bulunuyor.

Büyük Yatırımlar ve İşbirlikleri Kapıda

Türkiye’den ilk defa FitWell’in katılacak olduğu ve 7 Mart’ta başlayan Microsoft Ventures Hızlandırma programı 4 ay sürecek. 30 Haziran’da Londra’da düzenlenecek demo gününde mezunlar dünyanın farklı yerlerinden 500’e yakın seçkin yatırımcı, risk sermaye şirketi ve sektör liderine sunum yapacaklar. Program süresince birçok değerli mentor, servis sağlayıcı ve teknoloji destekçisiyle işbirliği yapma fırsatı bulacak girişimler aynı zamanda 3 sene boyunca 500,000$ değerinde Microsoft Azure kredisi ve birçok teknolojiyi ücretsiz kullanma hakkı kazanıyor. Programın en önemli özelliklerinden biri diğer hızlandırma programlarının aksine girişimlerden hisse talep edilmiyor olması. Programın önemli bir başarı ortalaması söz konusu. Mezun girişimlerin %82’si sonraki aşamada yatırım almayı başarmış; aldıkları toplam yatırım ortalama 4.6 milyon $ civarında bulunuyor.

FitWell hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.fitwell.com.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


E-Ticaret Konferansı'nın Bu Yılki Teması "Dijital Transformasyon ve E-CRM"

$
0
0

Her yıl farklı bir tema ile gerçekleştirilen E-Ticaret Konferansı, bu yıl "Dijital Transformasyon ve E-CRM" ana temasıyla 17 Mayıs tarihinde Point Hotel'de gerçekleştirilecek.

Başarılı uygulamalarıyla dikkat çeken kişi ve kurumları bir araya getiren konferans kapsamında Polonya finans sektöründen örnekler paylaşacak olan Miosz Brakoniecki, dijital dönüşüm sürecinde E-ticaret ve E-bankacılık arasındaki benzerlikler ve farklılıkların yanı sıra, Omnichannel ödeme sistemleri, çok kanallı dağıtım kanalları yönetimi ve dijital transformasyon stratejilerini konusunda deneyimlerini aktaracak.

Digital Transformation kitabının yazarı olan Mark Baker ise, "Günümüz Türkiye'sinde Dijital Transformasyon ve Strateji" konulu sunumunda, risk yüzdesi düşük ama verimliliği yüksek dijital transformasyon projelerinin nasıl gerçekleşeceğine dair detaylı bir içerik sunacak. Ayrıca dijital transformasyon stratejilerine dair katılımcı kuruluşlara özel yol haritaları sunacak.

Salesforce Türkiye Mid-Market Satış Müdürü Egemen Ersan ve Formalis Satış-Pazarlama Direktörü Murathan Araz'ın da konuşmacılar arasında yer alacağı konferans Türkiye ve yurtdışından konuşmacıları katılımcılarla buluşturacak.

Farklı sektörlerde ön plana çıkan e-crm uygulamaları, dijital transformasyon, ödeme sistemleri, dijital dünyadaki teknolojik gelişmelerin E-CRM stratejilerine etkisi, ve başarı hikayeleri ise ele alınacak diğer konular arasında yer alıyor.

Unutmayın, 5. E-Ticaret Konferansı, 17 Mayıs tarihinde Point Hotel'de gerçekleştirilecek.

5. E-Ticaret Konferansı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.e-commerceconferences.com web adresini ziyaret edebilirisiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye’de Dijital Reklam Yatırımları 2015’te Yüzde 18 Arttı!

$
0
0

Bullseye Worldwide, 2015 yılının dijital reklam yatırımlarını esas alan IAB raporunun değerlendirme ve analizini yaptı. AdEx Dijital Reklam Raporu’nda yayınlanan verilere göre, Türkiye’de dijital reklam yatırımları 2015 yılında yüzde 18 büyüme kaydetti. En büyük büyüme geçen yıllarda ve 2015’in ilk 6 ayında olduğu gibi, mobil ve video kategorilerinde yaşandı. Mobil reklam yatırımları yüzde 61 artış gösterirken oyun içi video reklam yatırımları ise yüzde 30,6 ile sektör ortalamasının üzerinde büyüdü.

2015 yılının dijital reklam yatırımlarını değerlendiren Bullseye Worldwide’ın IAB’den edindiği reklam sektöründeki yatırımları konu alan AdEx Dijital Reklam Raporu sonuçlarına göre Türkiye’de toplam dijital reklam yatırımları geçen yıldan bu yıla yüzde 18 oranında artış sergiledi. Bu durum, ülkede yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve marka iletişimini engelleyen sosyal olaylara rağmen ülkemize dijital reklamcılığın oturmaya ve diğerlerinden ayrışmaya başladığını gösteriyor.

Mobil Reklam Yatırımları Yüzde 61 Oranında Artış Gösterdi

Bullseye Worldwide Kurucu Ortağı Afşın Avcı mobil reklamlar konusunda “Mobil Reklam yatırımlarının artacağı öngörüyorduk. Smartphone kullanımlarında yaşanan artış ve mobil merkezli iletişime olan küresel ölçekli yönelim doğrultusunda 2015 yılında da yüzde 61 ile çok güçlü bir artış meydana geldi. Önümüzdeki dönemde de yüzde 40-60 arasında artmasını öngörüyoruz” dedi.

Rapor sonuçlarında görüldüğü üzere mobil reklam yatırımları 2014 yılında yüzde 57,7, 2015’te yüzde 61 ve iki senede toplam yüzde 153,8’lik artış gösterdi. Yüzde 61 artış oranının önemini gösteren bir diğer veri ise 2015 yılında SMS/MMS kampanyaları için veri kullanımına getirilen kısıtlamadan ötürü bu alanda yatırımların düşmüş olması. Bu düşüşe rağmen mobil reklam yatırımları, bu alanın takipçisi olan videoyu büyüme anlamında neredeyse ikiye katlamış durumda.

Mobil reklamların artık kendi başına bir Pazar haline geldiğini belirten Afşın Avcı, “Mobil reklamlar 2015 yılında dijital reklamcılığın bir kolu olmaktan çıkıp, markaların hedef kitleleri ile doğrudan bağlantıya geçtikleri güçlü bir iletişim kanalı haline geldi. Bu da mobile-only reklam kampanyalarının ve projelerin çıkışına zemin hazırladı. Markaların sağladıkları sağlıklı iletişim ve mobil mecraların zenginleşmesi ile önümüzdeki dönemde bu yönelim daha da kuvvetlenecektir” dedi.

Mobil Oyun Reklamları İçin Ayrı Kategori Açılmalı

Raporda dikkat çeken bir diğer nokta ise, yüzde 30,6’lık bir büyüme ile sektör ortalamasının üzerinde büyüyen Oyun İçi Reklamlar. IAB Türkiye tarafından gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de 22 milyon kişi oyun oynuyor. Raporu yorumlayan Afşın Avcı“Oyun İçi Reklamlar kategorisi kitleye ulaşma konusunda ciddi bir önem arz ediyor. Mobil oyunlar artık çocuk hedefinden her yaş grubuna hitap eder boyuta geldi. Gerek havuç içeren gerekse standart görselleri içeren oyun içi reklamlar 2015 yılında önemli bir artış gösterdi. 2016 yılında da bu büyümenin belli ölçüde tekrarlanacağını öngörebiliriz” dedi.

Mobil platformlardaki tüm bu gelişmeleri değerlendiren MMA Türkiye Ülke Direktörü Melis Ertem,“Mobil, içinde yer alan her öğenin ve her alanın bir mesaj verme fırsatı sağladığı yeni bir medya türü yarattı. Tüketiciyle doğru yerde ve doğru zamanda bu denli yakın ve kişisel bağlantı kurmayı sağlayan ve bir o kadar da büyük kitlelere erişilebilen bir kanal daha mevcut değil. Bu çerçevede mobil reklam yatırımlarındaki artış da aslında pazarlamayı mobilin öncülüğünde tekrar şekillendirmenin zamanının geldiğini de göstermektedir. Bütün bu değişimin tam merkezinde olan mobil ve dolayısıyla mobil reklamcılık önümüzdeki yıllarda da sürekli değişmeye ve gelişmeye devam edecek. Başka herhangi bir sektörde sorun yaratabilecek bu hızlı değişim ise mobil reklam ve pazarlamanın en önemli gücü olmaya devam edecek” dedi.

Dijital Reklamda En Büyük Pay Google’ın

AdEx Dijital Reklam Raporu sonuçlarına göre, digital reklam yatırımlarında 2015’te de en büyük payı Google Search aldı. 2014’te de olduğu gibi, pazarda en büyük payı, 733,4 milyon lira ile arama motoru reklamları alıyor. Türkiye dijital reklam harcamalarının odaklandığı ikinci en büyük kategori olan display, bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 17,5 oranında büyüyerek 2015 yılında 611,5 milyon lira büyüklüğe ulaştı. Afşın Avcı, “Performans odaklı yayınların bu kadar yoğun olduğu bir ülkede farklı bir sonuç beklenemezdi. Kullanıcı dostu self servis hizmeti, performans odaklı yapısı ve Google hegemonyası devam ettiği sürece, önümüzdeki yıllarda da Google Search dijital bütçelerin büyük bir kısmını almaya devam edecek” dedi.

En Büyük Sürpriz E-postada, Yatırımlar Azalıyor

2015 yılında diğer dikkat çeken veri ise e-mail reklam yatırımlarında yaşanan düşüş. Bu düşüşü e-mail üzerinden gerçekleşen reklamcılığın azaldığı ya da e-mail reklamlarının önemini yitirdiği şeklinde yorumlamanın yanlış olacağını belirten Afşın Avcı, “Bu düşüşe neden olan iki ana faktörü markaların kendi bünyelerinde veri toplayarak e-mail iletişimlerini CRM aracılığıyla gerçekleştirmelerine, gelişen hedefleme teknolojisi ile markaların çok daha niş kitlelere ulaşarak daha spesifik reklamlar yapmalarına bağlayabiliriz” dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

GİLT Akademi 2016, Nisan Sonunda Ekosistemi Bir Araya Getiriyor!

$
0
0

Türkiye girişimcilik ekosistemini her sene bir odakta buluşturan GİLT Akademi, bu yıl 5.sini gerçekleştireceği GİLT Akademi'16 etkinliğini 27-30 Nisan 2016 tarihleri arasında Kadir Has Üniversitesi'nde gerçekleştiriyor.

GİLT Akademi'16 nın bu seneki konuları;

  • Dijital,
  • E-Ticaret,
  • Growth Hacking,
  • Internet of Things,
  • Mobil,
  • Sosyal Medya,
  • Girişim Sermayesi
  • Melek Yatırımcılık

olarak belirlendi.

Sektörünün önde gelen 30 ismi son gelişmeleri ve trendleri katılımcılar ile paylaşacak. Konferansların yanı sıra 1 saat sürecek Speed Networking seansında iş çevrenizi geliştirebilir ve etkinliğin son günü gerçekleşecek olan 4 adet workshop sayesinde ilgilendiğiniz konularda farklı deneyimler yaşayabilirsiniz.

E-Tohum'16 nın öne çıkan girişimlerinin de ilk kez sahne alacağı GİLT Akademi'16 etkinliğinde melek yatırımcılarla tanışma fırsatı da sunulacak.

Gerçekleştirilecek Workshoplar

  1. KPI/Metrics - Enis Hulli
  2. Arama motorlarının dünü, bugünü, yarını - Yiğit Konur
  3. 3D Tarama ve Yazıcı Teknolojileri - Ali Can Erk
  4. Girişimciler için İş Modelleme - Erkan İşçimen & Didem Sever

Workshoplar 15 kişi ile sınırlı olacağından, bilet alırken sorulan sorularda katılmak istediğiniz workshopu belirtmeniz yararınıza olacaktır.

Unutmayın, GİLT Akademi'16 etkinliği 27-30 Nisan 2016 tarihleri arasında Kadir Has Üniversitesi'nde gerçekleştirilecek. Üstelik bu sene etkinliğe katılım ücretsiz.

GİLT Akademi'16 hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.giltakademi.com web adresini ziyaret edebilir, Başvuru işlemlerinizi ise buradan gerçekleştirebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Rezervasyon İçin Tek Tek Restoran Arama Devrini Bitiren Girişim: Reztoran!

$
0
0

İstanbul’da 400’ü aşkın restoranla anlaşması olan reztoran.com, rezervasyon ile dışarıda yemek yemeyi planlayan kişilerin hayatını kolaylaştırıyor.

Reztoran.com, günlük hayatın yoğunluğunda keyifli bir akşam geçirebilmek için pek çok farklı restoranı ayrı ayrı arama derdine son veriyor. En lezzetli yemekleri tadabileceğiniz ve yeni anılar biriktirebileceğiniz mekanları keşfetmenizi sağlayan reztoran.com, web sitesi ve iPhone uygulaması ile restoranlardaki müsaitlik durumunu anlık olarak görüntülüyor, restoranın dolu olup olmadığı ile ilgili hemen bilgi alarak alternatiflere göz atma fırsatı sunuyor. Uygulamanın Android versiyonu da çok yakında kullanıcılarla buluşacak. Rezervasyon talebi reztoran.com’a ulaşır ulaşmaz, kullanıcıya SMS ve e-posta ile rezervasyon onay bildirimi gönderiliyor. Böylece “Yer var mı?” veya“Rezervasyonum sorunsuz alındı mı?” gibi sorulara da cevap sunuluyor.

Reztoran.com’un restoran ağı sadeceİstanbul ile kısıtlı değil. Avrupa’nın en gözde şehirlerinden Londra, Paris, Viyana, Berlin, Amsterdam ve Barselona’nın da en iyi restoranlarına reztoran.com ile anında onaylı online rezervasyon yaptırmak mümkün. Yurt dışına iş gezisi veya turistik sebeplerle giden pek çok kişi artık reztoran.com ile seyahatinden çok önce bile popüler mekanlarda yerini ayırtabiliyor.

Reztoran girişimi hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.reztoran.com web adreini ziyaret edebilirsiniz

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Teknolojinin Kadın Liderleri Ödülleri’ne Başvuru İçin Son Tarih 29 Nisan!

$
0
0

Microsoft ve KAGİDER’in işbirliğiyle hayata geçirilen ve kadınların teknoloji alanındaki başarılarını desteklemek amacıyla düzenlenen "Teknolojinin Kadın Liderleri Ödülleri" yarışmasının son başvuru tarihi 29 Nisan 2016.

21. Yüzyıl’ın bilişim teknolojilerinin çığır açıcı gelişmelerinin yüzyılı olduğu kadar, cinsiyet eşitliği ve kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesinin de yüzyılı olduğuna inanan Microsoft, kadınların teknoloji alanındaki başarılarını ve liderliklerini ödüllendireceği bir yarışmayı hayata geçiriyor. Kadın girişimciliğinin sembol kuruluşu KAGİDER’in de desteklediği yarışmada 8 ayrı kategoride yarışacak kadın girişimcilerin 29 Nisan’a kadar başvuru formunu doldurarak başvuru yapmaları gerekiyor.

Girişimci Kadınlar 8 Ayrı Kategoride Yarışacak

  • Geleceğin Teknoloji Yıldızı Adayı,
  • Genç Teknoloji Yıldızı,
  • Bilişimde Fark Yaratan Kadın Lider,
  • Yılın Başarılı Kadın Girişimcisi,
  • Yılın Başarılı Kadın Yazılım Geliştiricisi,
  • Yılın Başarılı Kadın CIO’su,
  • Engelleri Aşan Kadın,
  • Yılın Bilim Kadını

kategorilerinin yer aldığı yarışmada ödüller, 31 Mayıs’ta gerçekleşecek olan tören ile sahiplerini bulacak.

Unutmayın, yarışmaya katılacak olan kadın girişimcilerin 29 Nisan’a kadar projeleriyle birlikte başvuruda bulunmaları gerekiyor.

"Teknolojinin Kadın Liderleri Ödülleri" hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.microsoft.com/turkiye/teknolojininkadinliderleri/ web adreslerini ziyaret edbilirsiniz.

Haberimizi kadın girişimcilerimiz başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye’deki Tüketicilerin Dijitalde Ön Plana Çıkan Davranışları

$
0
0

Accenture, Avusturalya’dan Japonya’ya, Güney Afrika’dan İsveç’e, Çin’den Türkiye’ye uzanan yelpazede 17 ülkede 13 binden fazla kişinin katılımıyla hayata geçirdiği‘Dijital Tüketici Eğilimleri Araştırması’ ile global dijital perakende trendlerini ortaya koydu.

Araştırmaya göre tüketiciler mağazadan mobil cihazlar ve bilgisayara, tüm kanallardan yapacakları satın almayı artırmayı planlıyor. Türkiye’deki tüketiciler ise, dünya ortalamasının 10 puan üzerinde bir farkla, akıllı telefonlar üzerinden alışverişlerini arttırmayı düşünüyor.

Accenture; ABD, Almanya, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri, Brezilya, Çin, Fransa, Güney Afrika, Hollanda, İngiltere, İspanya, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika ve Türkiye’de son üç ay içerisinde internet üzerinden ve fiziksel mağazalardan alışveriş yapmış 13 bin 133 kişinin katılımıyla hayata geçirdiği ‘Dijital Tüketici Eğilimleri Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Araştırmada hazır giyim, tüketici elektroniği, çok katlı mağazalar, indirim/toptan/hipermarketler, gıda perakendecileri, ilaç satan süpermarketler ve ev dekorasyonu kategorilerinde satış yapan mağazalara yönelik memnuniyet ve beklenti seviyeleri değerlendirildi.

Araştırma sonuçlarını değerlendiren Accenture Türkiye Üretim, Tüketim ve Perakende Sektörü Lideri ve Yönetici Ortağı Özlem Kestioğlu; önceki yıllara kıyasla dijital tüketici beklentilerinde artış gözlemlendiğini, perakende alışverişlerinin ileri teknoloji mobil uygulamalar ile desteklenmesine ek olarak tutarlı ve güvenilir bir alışveriş deneyimi sunulmasının da tüketici alışverişlerinde önem taşıdığını belirtirken, “Perakende müşterilerinin artan beklentilerini karşılamak amacıyla daha iyi bir müşteri deneyimi sunma konusunda dijital çözümlerin önemi giderek artıyor. Perakende dünyasının, müşteriyi her açıdan memnun edecek hizmetler sunmak için dijital dünyada gözlemlenen dinamizme ayak uydurabildiğini göstermesi gerekiyor” dedi. Kestioğlu, “Türkiye’deki müşteriler ile global müşterilerin sorulan sorulara verdikleri cevaplar genel olarak paralellik gösteriyor ve Türkiye’deki tüketiciler hayatlarını kolaylaştıracak her türlü yeniliğe açık durumdalar. Ayrıca Türkiye’de tüketiciler globalden daha hızlı bir şekilde mobil dünyaya adapte oluyor” açıklamasında bulundu.

"Türkiye’deki Tüketicilerin Tercihi Mobil"

Araştırmanın global ortalaması, perakende alışverişlerinde mobil cihazların öneminin arttığını gösteriyor. Tüketicilerin yüzde 45’i, aradıkları ürünü bulmak için mobil kanalları kullandıklarını belirtirken yüzde 52’lik bir kesim mobil cihazlar üzerinden alışveriş yapmanın yeterince kolay olduğu görüşünde.

Türkiye’deki tüketiciler için ise mobil cihazlar online alışverişin anahtarı. Araştırmaya göre; Türkiye’deki tüketiciler, son 2 yılda diğer ülkelere göre mobil cihazlar üzerinden alışverişlerini artırdılar.

Türkiye’deki tüketicilerin mobil cihazlar üzerinden alışveriş yapma tercihi yüzde 52 oranı ile dünya ortalamasının 4 puan üzerinde yer alıyor. Ayrıca, dünya genelinde tüketiciler mağazadan mobil cihazlar ve bilgisayara, tüm kanallardan yapacakları satın almalarını artırmayı planlarken, Türkiye’dekiler yüzde 37 ile, dünya ortalamasının 10 puan üzerinde bir farkla, akıllı telefonlar üzerinden alışverişlerini artırmayı planlıyor.

Tüketicilerin mobilden beklentilerinin başında ise; gerçek zamanlı promosyon önerisi, ödeme sırasında kendilerine özel otomatik olarak kullanabilecekleri sadakat programı puanlarının varlığı veya indirimlerin otomatik olarak anında alışveriş sepetine uygulanması, vb. kişiselleştirilmiş hizmetler geliyor.

Diğer yandan araştırma; Türkiye’deki tüketicilerin, birkaç başlık dışında, dünya genelindeki tüketicilere benzer beklentilerde olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’dekiler, ihtiyaçlarına en doğru yanıtı veren, taleplerini dikkate alan ve kişisel alışveriş deneyimlerine özelleştirilmiş hizmetler sunan perakendeciyi aramaya devam ediyor.

Geçen Yıla Göre Mağaza Ziyaretleri Arttı

Online ve mobil kanallar alışverişte önemli bir yer tutuyor olsa da Türkiye’deki tüketiciler satın almak istedikleri ürünü bulmak için mağazaya gitmekten vazgeçmiyor. Dünya genelinde, geçen yıla göre mağaza ziyaretlerini artırdıklarını söyleyenlerin oranı yüzde 34 olurken, Türkiye’de bu oran yüzde 46… Mağaza içi alışveriş deneyiminde gelişme bekleyen Türkiye’deki tüketicilerin oranı yüzde 27’de kalırken, global tüketiciler için bu beklenti, önceki yıllara kıyasla artış göstererek yüzde 36 olarak kaydediliyor.

Araştırmaya göre; hayatın her alanında giderek dijitalleşen tüketiciler, perakendecilerin de alışveriş deneyimini daha iyiye götürecek adımları attığını görmek istiyor. Tüketiciler, tüm kanallarda tutarlı ve benzer bir deneyim yaşamayı tercih ediyor. Katılımcıların yüzde 35’ine göre, bağlantılı alışveriş deneyimi en çok gelişme göstermesi beklenen alanların başında geliyor. Geçtiğimiz yıl katılımcıların yüzde 90’dan fazlası, mağazadan satın almak istediği ürünü ilk önce online olarak araştırdığını ya da internet üzerinden ürün satın almadan önce mağazada görmek istediğini belirtirken bu yıl, tüketicilerin yüzde 52’si alışveriş deneyimini en fazla geliştirecek özelliğin ürün stoğunun mağazaya gitmeksizin sorgulanabilmesi olduğunu ifade ediyor.

Tüketiciler, mağaza içi alışveriş deneyiminin mobil uygulamalar ile desteklenmesi gerektiğini belirtirken; perakendecilerden en önemli beklentilerini kişiye özel gerçek zamanlı promosyonlar sunulması, indirimlerin otomatik olarak anında alışveriş sepetine uygulanması ve mağaza içerisinde ürün bulmayı kolaylaştıracak uygulamaların yaygınlaştırılması olarak özetliyor. İnternetten alışveriş yapma oranının geçtiğimiz yıllara göre arttığının vurgulandığı araştırmada, gıda harici ürün alışverişlerinde en az yüzde 87’lik bir kesimin interneti kullandığı anlaşılıyor. Gıda ürünlerinde ise, interneti kullanma oranı yüzde 53 olarak belirtiliyor.

Bilgi güvenliği konusunda tüketicilerin farkındalığı artarken Türkiye’de tüketiciler, kişisel bilgilerini paylaşmaya daha sıcak bakıyor…

Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’deki tüketiciler kendilerine özel hizmetler sunulması karşılığında kişisel bilgilerini perakendeciler ile paylaşmaya sıcak bakıyor. Katılımcıların yüzde 57’si kişisel bilgilerini paylaşmaları karşılığında kendilerine sunulacak promosyon ve indirimlerden faydalanmak istiyor. İlgilendikleri ürüne yönelik özel teklifler sunulması, yüzde 40 ile tüketicilerin kişisel bilgilerini paylaşmaları karşılığında en çok talep ettikleri ikinci başlık olarak öne çıkıyor.

Perakendecilerin kişisel bilgilere erişimi konusunda kendisini rahat hisseden tüketicilerin oranı yüzde 42 olurken paylaşılan kişisel verilerin 3. şahısların eline geçmesi ile ilgili endişelerini dile getirenlerin oranı yüzde 78’lere ulaşıyor. Global araştırma sonuçlarında ise yüzde 85’lik bir katılımcı grubu, kişisel bilgilerinin güvenilirliği ile ilgili endişelerini belirgin bir şekilde vurguluyor. Kişisel bilgilerin bir güvenlik ihlaline maruz kalması durumunda, perakendecilerin oluşabilecek zararı karşılayacağını ve durumu telafi edeceğini düşünen tüketicilerin oranı Türkiye’de yüzde 45 iken, dünya ortalamasında bu oran yüzde 39’da kalıyor. Türkiye’deki tüketiciler, globalle karşılaştırıldığında, perakendecisine daha fazla güvenen bir profil çiziyor. Mağaza içi alışveriş deneyimi değerlendirildiğinde ise, satış danışmanının ilgisi ve müşteriye son satın aldığı üründen memnun kalıp kalmadığını sorması, müşterilerin yüzde 62 oranında memnun kaldığı bir yaklaşım olarak ortaya çıkarken; satış danışmanının müşterinin online sepetindeki ürünleri biliyor olması ise yüzde 26’lık bir katılımcı grubu tarafından rahatsız edici olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’de Tüketiciler Teslimat Hızını Önemsiyor

Global araştırma sonuçlarına göre Türkiye teslimat hızına en fazla önem veren ülke… Türkiye’deki tüketicilere teslimat süresi seçenekleri sunulduğunda, tüketicilerin yüzde 34’ü aynı gün içinde, yüzde 15’i ise yarım günde teslimat opsiyonunu seçeceğini ifade ediyor. Türkiye’deki tüketicilerin fiyat hassasiyeti teslimat hızı konusunda da karşımıza çıkıyor. Teslimat hızı online alışverişlerdeki önemini korumakla beraber, katılımcıların yüzde 21’i ücretsiz kargo seçeneği sunulması durumunda, perakendecinin öngöreceği süreyi beklemeye hazır olduklarını belirtiyor.

Türkiye’deki Tüketicilerin Ön Plana Çıkan Davranışları…

  • Tüketicilerin yüzde 93’ü hazır giyim ve tüketici elektroniği alışverişlerinde interneti kullanıyor.
  • Tüketicilerin beklentilerinin en fazla karşılandığı alanlar yüzde 70 ile ürünler ve yüzde 69 ile mağaza atmosferi olarak karşımıza çıkıyor.
  • Tüketicilerin yüzde 57’si mağazadaki satış danışmanları ile iletişimlerinin ve internet ortamının beklentilerini karşıladığını, yüzde 14’ü ise karşılamadığını düşünüyor.
  • Tüketicilerin yüzde 53’ü tercih ettikleri perakendeci tarafından kendilerine sunulan fiyat ve promosyonların beklentilerini karşıladığı, yüzde 18’i ise karşılamadığı görüşünde.
  • Tüketicilerin yüzde 71’i güvendikleri perakendeciler tarafından sunulan sadakat programlarına ilgi göstereceklerini belirtiyor.
  • Tüketicilerin yüzde 21'i, teslimatın ücretsiz olması durumunda perakendecinin uygun göreceği süreyi beklemeye hazır olduğunu ifade ediyor.
  • Tüketicilerin yüzde 83’ü teslimat için randevulaşma sistemi uygulandığı takdirde bunu kullanacağını söylüyor.
  • Türkiye’de tüketicilerin yüzde 51’i perakendecilerin sosyal medya hesaplarına erişim yoluyla ürün önerisinde bulunmasına olumlu yaklaşıyor.
  • Google ve Facebook Türkiye’deki tüketicilerin yaşam tarzını en çok etkileyen şirketlerin başında geliyor.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Dijital Reklamlarla Fiziksel Mağaza Satışları Nasıl Arttırılır?

$
0
0

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de online kanalda araştırma ve satışı fiziksel mağazada sonlandırma (ROPO) trendi hızla artıyor. Peki, yeniden hedefleme ile yapılan dijital reklamlarla fiziksel mağazadaki satışları artırmak mümkün mü?

RTB House, günümüzün önemli kullanıcı alışkanlıklarından biri olan internetten araştır, mağazadan satın al (Research Online, Purchase Offline – ROPO) trendinin nasıl yeniden hedefleme ile avantaja dönüştürülebileceğini açıklıyor.

Regensburg Üniversitesi’nin çok kanallı dağıtım üzerine yaptığı araştırma, satın alma kararında internetin önemini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, alışverişçilerin yüzde 80’i herhangi bir ürünü satın almadan önce internetten bilgi topluyor.

Google Consumer Barometer’ın Türkiye’deki internet kullanıcılarının üzerinde yapılan araştırmasından çıkan sonuçlara göre, kullanıcıların yüzde 47’si araştırmalarını online kanallarda gerçekleştirdiğini ancak satın alma işlemini fiziksel mağazada tamamladığını belirtiyor. Buna karşın araştırmasını online kanallardan yaparak, satın alma işlemini de online kanallarda sonlandıranların oranı yalnızca yüzde 17’de kalıyor.

Satın alma işleminin online kanallarda sonlandırılmaması dijital reklam harcamalarının da sorgulanmasına sebep oluyor. Oysa yeniden hedefleme (retargeting) kullanarak ROPO etkisini bir avantaja dönüştürmek mümkün.

Online Satışlar Fiziksel Mağazadaki Satışları Tetikliyor

“Google ve Görtz ile yapılan bir araştırmaya göre, ROPO uygulayan müşterilerden elde edilen satış gelirleri inanılmayacak kadar yüksek. Online’da yaratılan her bir dolarlık satış, fiziksel mağazada bir başka 0.93 dolar olarak satışa dönüyor. Online reklam yatırımlarını kurgularken yapılan pazarlama faaliyetlerinin online satışları artırmasının yanı sıra fiziksel mağazalarda da satışları tetiklediğini unutmamak gerekiyor” diyen RTB House TürkiyeÜlke Müdürü Okay Tuğ, online kampanyalar ve yeniden hedefleme araçlarını seçerken dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde sıralıyor:

Öneri 1: Online reklamın tek hedefi yalnızca online satışları artırmak olmamalı

Reklamların marka değerini artırmaya önemli bir etkisi olsa da bunu ölçmek kolay değil. Buna rağmen şunu söylemek oldukça kolay; bir kampanyadaki yaratıcı çalışmanın esas amacı potansiyel müşterileri satın alma sürecini başlatmak olsa da web sitesinin logo ve diğer markayı oluşturan bileşenleri kullanıcılar üzerinde oluşan algıyı doğrudan etkiliyor. Kullanıcının tercihleri arasına markayı sokmak hem online hem de fiziksel mağazada gerçekleşen satışlarda önem taşıyor.

Daha karmaşık içgörülerden oluşan yeniden hedefleme senaryoları ise özel yaratıcı çalışmaları tetikleyebilir. Örneğin bir kullanıcı girdiği online alışveriş sitesinde birçok defa sepetine ürünleri doldurup satın almadan ayrılıyorsa, pazarlamacılar oradaki fırsatı görerek marka imajını artırıcı çalışmalarla fiziksel mağaza satın almasını tetikleyecek çalışmalara gidebilirler.

Öneri 2: Kullanıcıların fiziksel mağazalardan alışveriş yapması için özel reklamlar kullanın

Bazı durumlarda ürün araştırmalarının online kanallardan yapıldığı, ürün hakkında yeterli bilginin alındığı ancak satışların nadiren sanal ortamda sonlandığı görülebiliyor. Bu gibi durumlar daha çok inşaat malzemesi, ev eşyaları, elektronik cihazlar gibi yüksek fiyatlı ürünlerde ortaya çıkıyor. Bu gibi markalar için yapılması gereken online kanallar üzerinden fiziksel mağaza satışlarına doğru yönlendirmelerde bulunmak olmalıdır.
Bunun bir yolu fiziksel mağazadan satın almayı teklif edecek bir yaratıcı çalışma olabilir. Eşyanın nasıl olduğunu onlara gösterin ve doğrudan bir danışmana yönlendirin ya da fiziksel mağazada bir indirim vaadinde bulunun.

Öneri 3: Bağlamsal yeniden hedefleme teknolojisi ekleyin ya da en yakındaki fiziksel mağazanın konumunu gösteren bir reklam gösterin

Potansiyel bir müşteri ürünlerinize ulaşacağı en yakın mağazanın nerede olduğunu bilmeyebilir. Yeniden hedefleme araçları, her kullanıcının konum bildiren bir reklam yardımıyla en yakındaki mağazanın konumunu göstermesine yardımcı olabilir. Bunu bir adım öteye taşıyarak özel bir seçenekle, örneğin bir indirim kodu ya da bonus getirecek bir teklifle müşteriyi en yakın mağazaya yönlendirin.

Haberimizi dijital reklamlarla fiziksel mağazadaki satışlarını arttırmak isteyen girişimcilerimiz başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


“Türkiye’deki Dijital Değişime CEO Bakışı” Araştırması'nın Sonuçları!

$
0
0

Dünya teknoloji devi Samsung Electronics, TÜSİAD desteği; Deloitte Türkiye ve GfK’nın işbirliğiyle Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, “Türkiye’deki Dijital Değişime CEO Bakışı” Araştırması’nın sonuçları Çırağan Hotel Kempinski’de düzenlenen toplantıda açıkladı.

Samsung Türkiye ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, Samsung Türkiye Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen, Deloitte Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Lideri Tolga Yaveroğlu ve GfK Tüketici Deneyimleri Genel Müdürü Fulya Durmuş konuşma yaptılar.

TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes, yaptığı konuşmada dijitalleşmenin iş dünyasını dönüştürdüğünü belirterek şunları söyledi: “Değişen ve çeşitlenen müşteri beklentileri ile verimlilik ve rekabet baskısı öyle bir noktada ki, yenilikçi fikirlere yatırım yapmak; tasarım, üretim ve sunumda teknolojiyi odağa yerleştirmek artık kaçınılmaz. Ancak dijital değişime ayak uyduran şirketler ve ülkeler, küresel rekabet ortamında sürdürülebilir bir büyüme yakalayabilecek. Dolayısıyla, sanayi ve hizmet sektörlerinde şirketlerin dijital teknolojileri yakından takip etmesi ve kendi iş modelleri üzerindeki etkilerini, fırsatları ve yol haritalarını hazırlamaları büyük önem taşıyor. Şirketin bir bütün olarak dijital değişimini sağlamak için güçlü ve kapsayıcı bir dijital stratejinin oluşturulmasını ve inovatif bakışın kurum kültürüne yerleştirilmesini önemli bir gereklilik olarak görüyoruz. Bu noktada ‘dijital vizyona sahip liderler’in oynayacağı rol belirleyici olacak. Farklılaşmak ve ezberbozan inovasyonlar yapmak için dijital değişimi çok iyi içselleştirmek ve yönetmek gerekli.”

Samsung Electronics Türkiye Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen; Türkiye’deki Dijital Değişime CEO Bakışı Araştırması ile son yıllarda hızlı bir şekilde yaşanan dijital değişim sürecine; farklı bir açıdan bakmak üzere yola çıktıklarını belirterek; “Dijital değişime, iş dünyamıza yön veren liderlerin, yani CEO’ların gözünden baktığımız özel çalışmamızla, geleceğe ışık tutacak önemli bilgi ve verilere ulaşmayı hedefledik. Türkiye’nin farklı sektörlerinde faaliyet gösteren ve iş dünyasının önde gelen 58 şirketinin üst düzey yöneticisiyle bire bir görüşmeler yaparak gerçekleştirdiğimiz çalışmamızla, Türkiye’de yaşanan dijital değişimin seviyesini algılarken; aynı zamanda dijital yatırımların hangi alanlara yapıldığı, değişim sürecinin nasıl ve kimler tarafından yönetildiği, hangi aşamada olduğu ve ne gibi fırsatlar sunacağıyla ilgili de oldukça önemli bilgilere ulaştık” dedi.

Deloitte Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Lideri Tolga Yaveroğlu ise araştırmayla ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu:“Dijital anlamda inovatif şirketlere ilişkin altı ortak özellik öne çıkıyor: Bu şirketler tasarım odaklı bakış açısı ile iş yapan inovatif ekipler oluşturup yetkinlikler geliştirerek yıkıcı gelişim yaratan fikirler yaratıyor. Dijitalleşmenin teknolojiden çok öte bir felsefe olduğunu anlamış ve bütün organizasyonu tedarikten teslimata dijital olarak gözden geçirerek bu süreçlerde dijitalleşmenin faydalarını değerlendirmiş bulunuyorlar. Çok güçlü ekosistem oyuncuları haline geliyorlar. Bu şirketler aynı zamanda yıkıcı düşünüyorlar. Hızlı karar alma ve uygulama becerilerine sahipler. Son olarak, bu şirketlerin hepsi müşteri odaklı çalışıyorlar. Araştırmamızda yer alan dijital kanallardan gelen ciro yüzdesi, dijitale ayrılan yatırım yüzdesi, dijital stratejinin net ve anlaşılır olması, CDO görevlendirmesinin yapılması ve dijital olgunluk düzeyi ile ilgili değerlendirmeler göz önüne alındığında; dijital değişim açısından Türkiye yolun başında olsa da, CEO’ların gözünden de bu sürecin hızla gelişeceği görülüyor.”

GfK Tüketici Deneyimleri Genel Müdürü Fulya Durmuş, Türkiye’ye yön veren kurumların kaçınılmaz dijitalleşme döngüsüne tam olarak ne derece adapte olduklarını, geleceğe dönük yaklaşımlarını, yatırım ve beklentilerini araştırıp anlamlandırmanın, bu araştırma ile mümkün olduğunu belirterek; “Mobil Ödemeler, Akıllı Evler, Nesnelerin İnterneti ve İnternet Tüketim Alışkanlıkları konularında son bir yıl içerisinde sektörlerden gelen araştırma taleplerindeki anlamlı artışı da göz önünde bulundurduğumuzda, Türkiye’deki Dijital Değişim’in önümüzdeki yıllarda nasıl evrildiğini ölçümleyebilmek ve yorumlayabilmek için şimdiden heyecan duyuyoruz” dedi.

Türkiye’de Dijital Değişimin Ayak Sesleri Yükseliyor

Araştırma sonuçlarını detaylarıyla paylaşan Tansu Yeğen; ortaya çıkan önemli bulguların Türkiye’de dijital değişimin başladığına, ayak seslerinin yükseldiğine ve hızla yol alacağına işaret ettiğini söyledi: “Araştırmamızdan çıkan temel bulgulara baktığımızda; kurumlarda, dijital olgunluk ve dijital strateji arasında önemli bir korelasyon olduğu görülüyor. Bu kapsamda net ve anlaşılır dijital stratejiye sahip olmanın öneminin, Türkiye'de faaliyet gösteren şirketler tarafından net bir şekilde anlaşıldığını görüyoruz. Zaten katılımcılar, ‘stratejinin net ve anlaşılır olmasını’ kurumsal dijital değişimin başarısında en önemli etken olarak görürken; dijital olgunlaşmanın önündeki en önemli engeli de ‘stratejinin eksikliği’ olarak ifade ediyorlar.

Dijital değişim, Türkiye’de üst düzey yöneticiler tarafından destekleniyor. Katılımcıların %90’ı dijital değişim sürecinin liderliğinin üst düzey yöneticiler tarafından üstlenildiğini belirtiyor. Şirketlerin %40’a yakını sürece teknoloji birimleri tarafından liderlik edildiğini, %20’si ise gelecekte de bu birimlerin liderlik etmesini planladıklarını belirtiyor. Ancak, Türkiye’de dijital değişim, henüz ‘bütün bir resim’ olarak ele alınmıyor. Değişim, organizasyonel birimler içerisinde birbirinden bağımsız olarak geliştiriliyor ve yönetilen inisiyatifler çerçevesinde yürütülüyor. Şirketler münferit teknolojilere operasyonel bir odak ile yatırım yapıyorlar.

Tüketici taleplerinin sektörler üzerinde farklı beklentiler yaratması sebebiyle, dijital teknolojilerin sağlaması beklenen fayda, sektörlere göre farklılaşıyor. Son tüketiciler ile doğrudan temas halindeki B2C şirketlerinin yatırım odakları, B2B şirketlerininkinden oldukça farklılaşıyor. Telekomünikasyon ve Finansal Hizmetler sektörleri dijitalleşmeyi sadece önceliklendirmekle kalmayıp yatırımlarının önemli bir bölümünü dijitalleşmeye ayırıyorlar.”

Tansu Yeğen, araştırmada elde edilen diğer bulguların, önümüzdeki dönemde hem Türkiye ekonomisi hem de Türk iş dünyası için önemli gelişmeleri beraberinde getirdiğine işaret ettiğini de sözlerine ekledi: “Şirketlerin cirolarının yüzde kaçının e-ticaret, mobil uygulamalar gibi dijital kanallardan geldiğini gösteren Dijital Kanallardan Gelen Ciro Yüzdesi’ne baktığımızda, katılımcılar için ciro yüzdesi ortalaması %11 olarak ortaya çıkıyor. Dijital stratejinin net ve anlaşılır olmasına ilişkin gösterge niteliğindeki Net Dijital Strateji’ye baktığımızda ise katılımcıların %54’ünün ‘dijital stratejinin net ve anlaşılır olması’ ifadesine katıldıklarını görüyoruz.

CDO tanımına uyan bir yönetici profilinin bulunmasına ilişkin gösterge olan Dijital Değişime Liderlik Eden C Seviye Yönetici Varlığı konusunda ise, katılımcıların %38’i bu tanıma uygun bir yönetici olduğunu belirtmişler.

Araştırmaya katılan yöneticiler kendilerine dijital olgunluk seviyesi algısına ilişkin gösterge olan Olgunluk Düzeyi’nde hangi aşamada oldukları sorulduğunda; %7’si kendisini giriş seviyesinde; %59’u gelişen seviyede ve %34’ü ise olgun seviyede şeklinde değerlendirmiştir. Şirketlerin toplamda dijitale yaptıkları yatırımların payını gösteren Dijital Yatırım Yüzdesi başlığa bakıldığında ise; katılımcıların dijitale yaptıkları yatırımların ortalamada %27 seviyesinde olduğu görülmektedir. Tüm bu sonuçlardan da anlaşılacağı üzere; Türkiye’de yaşanan dijital değişim süreci heyecan verici gelişmeleri de beraberinde getirmektedir.”

“Türkiye’deki Dijital Değişime CEO Bakışı” Araştırması’ndan Elde Edilen Bulgu ve Sonuçlar

Katılımcı her 3 şirketten 2’si ‘net ve anlaşılır bir dijital stratejileri olduğunu’ düşünüyor

  • Araştırmanın katılımcıları, kurumsal dijital değişimin başarılı olabilmesindeki en önemli etkeni, net ve anlaşılır bir strateji olarak belirtiyor. Araştırmaya katılan her üç şirketten ikisi net ve anlaşılır bir dijital stratejileri olduğunu düşünürken; her beş şirketten biri net ve anlaşılır bir dijital stratejilerinin olmadığını söylüyor.
  • Araştrmada Bankacılık, Telekomünikasyon, Perakende, Dayanıklı Tüketim Ürünleri sektörlerindeki şirketlerin ise dijital stratejilerinin oluşturulması ve anlaşılır hale getirilmesi konusunda yol aldıkları görülüyor.
  • Araştırmaya katılanlara dijital değişime teşvik eden sebepler sorulduğunda, %17 ile verimliliği artırmak ve %16 ile müşteri ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilmek tüm seçenekler arasında ön plana çıkıyor.
  • Seçimlerin sıralamasına bakıldığında ise, %21 ile en önemli sebep olarak belirtilen verimliliği artırmayı, %19 ile müşteri ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilme, yine %19 ile rekabet avantajı, %12 ile kârlılık takip ediyor.

Dijital alanlara yatırımda telekomünikasyon, sigorta ve bankacılık ilk 3’te yer alırken; diğer sektörler arasında perakende öne çıkıyor

  • Araştırma kapsamındaki şirketlerin 2015 yılı yatırımlarının %27’sini Internet, mobil yazılım, donanımdan oluşan dijital alanın oluşturduğunu belirtiyor. “Tüm sektörler arasında dijital yatırımlara özellikle bankacılık, sigorta ve telekomünikasyon alanında faaliyet gösteren şirketlerin ciddi oranda yatırımlar yaptığını görüyoruz.
  • Bu üç sektörün dijital alanlara yaptıkları yatırımların ortalaması %55’iken, bu sektörler dışındakilerin yaptığı yatırımların ortalaması %16’lar seviyesinde kalıyor.
  • Net ve belirlenmiş bir dijital strateji kapsamında yatırım yapmaya başlayan şirketlerin gelecek dönem yatırımları sorulduğunda ise; giyilebilir teknolojiler, robot yatırımlar ve yenilenebilen enerji teknolojileri dışındaki bütün teknolojik yatırım alanlarında bir takım yatırımları olduğunu ve önümüzdeki yıllarda da yatırımlarını artırmayı planladıklarını görülüyor.

Son tüketici odaklı B2C şirketler ile B2B şirketlerin dijital yatırım odakları birbirinden farklılaşıyor

  • Araştırmada son tüketici ile temas eden şirketlerin B2B şirketlere kıyasla dijital pazarlama, mobil teknolojiler, müşteri deneyimi ve e-ticaret konularında daha fazla yatırım yaptığı görülüyor.
  • Diğer taraftan B2B şirketlerin ise nesnelerin interneti (IoT), yenilenebilen enerji teknolojileri, iş analitiği, robot, tedarik zinciri takibi gibi alanlarda B2C firmalara kıyasla daha fazla yatırım yaptığı ortaya çıkıyor.

Rekabetin daha çok diğer sektördeki şirketler veya girişimcilerden (start-up) geleceği düşünülüyor

  • Araştırmaya katılan şirketlerin değerlendirmelerine göre rekabetin %45 oranında bulundukları sektörden gelmesi beklenirken, diğer sektörlerden %30, girişimci firmalardan ise %25 oranında rekabetin gelmesinin beklenmesi sektör dışından gelecek rekabetin önemini vurguluyor.
  • Özellikle bankacılık, telekomünikasyon, hızlı tüketimde faaliyet gösteren şirketler, diğer sektörleri ve girişimci firmaları önemli bir tehdit olarak algılıyor. Telekomünikasyon sektörü daha çok diğer sektörlerdeki firmaların yeni oluşumlar göstereceğini düşünüyor. Rekabetin diğer sektörlerden ve girişimci firmalardan geleceğini söyleyen şirketlere hangi sektörün kendileri için rekabet oluşumlarını ortaya çıkarabileceği sorulduğunda ise, teknoloji ve perakende sektörleri açık ara ön plana çıkıyor.

Dijital değişim konusunda CIO/CTO pozisyonları yerini korurken; dijital değişimden sorumlu C seviye görevlendirmeleri hızla yapılıyor

  • Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de dijital değişimin liderliğini ağırlıklı olarak Bilgi Teknolojileri (CIO/CTO) yürütüyor. Ancak şirketler, dijital değişimi hayata geçirmede doğru vizyon ve stratejinin önemi kadar, süreci yönetecek liderlerin konumlandırılmasının başarıya ulaşmada kritik bir önem taşıdığının farkındalar.
  • Araştırmada; Chief Digital Officer (CDO), bir unvan ya da pozisyon gerekliliğinden ziyade, dijital değişim konusunda görevlendirmeyi içeren tüm pozisyonları kapsayacak şekilde ele alınıyor.
  • Varolan durumda Türkiye’deki şirketlerin %38’inde Chief Digital Officer (CDO) görev tanımına uyan bir yönetici bulunuyor. Ancak katılımcı şirketlerin sadece %26’sı bu pozisyonun CDO unvanı ile çalıştığını belirtiyor. Bankacılık, Telekomünikasyon, Dayanıklı Tüketim Ürünleri sektörlerinde bu oran %67’iken, perakende sektöründe ise bu yarı yarıya görünüyor. CDO pozisyonu olmayan şirketler ise önümüzdeki 3 yıl içinde bu pozisyonu %80 oranında doldurmayı planlıyor.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

4. Sanayi Devrimi ile İş Dünyası Altın ve Yeşil Yakalılarla Tanışıyor!

$
0
0

4. Sanayi Devrimi ile birlikte yeşil ve altın yakalıların çağı başlıyor. Türkiye’de yaklaşık 500 bin kişiyi etkileyecek bu dönüşümle birlikte karbon satış uzmanları, veri madencileri, robot teknolojisi alanında uzmanlaşmış mühendisler gibi yeni meslekler hayatımıza girecek.

Ekonomiye ve istihdama bilgi ve iletişim teknolojilerinin yön vermesiyle yeni meslekler hayatımıza girmeye başladı. İnovatif iş alanlarının doğmasında önemli bir rol oynayan 4. Sanayi Devrimi ile altın ve yeşil yakalı çalışanlar, 2020 yılından itibaren istihdamın belirleyici gücü olacak. Veri madencileri, bilgi güvenliği uzmanları, nanoteknoloji ve robot teknolojisi alanında uzmanlaşmış mühendisler, çevre avukatları, karbon satış uzmanları gibi yeni meslekler öne çıkacak. Bu açıdan 4. Sanayi Devrimi’nin iş dünyasında ezberleri bozması bekleniyor. İstanbul’da Dijital Dönüşüm Derneği tarafından 12 Mayıs 2016 tarihinde düzenlenecek Endüstri 4.0 Türkiye Forumu’nda, Türkiye’de ve dünyada milyonlarca çalışanın bu değişimden nasıl etkileneceği, iş dünyasının bu değişime nasıl adapte olacağı tartışılacak.

Türkiye’de Yaklaşık 500 Bin Kişinin Yakası Değişecek

Çevreci faaliyetlerin gelecek için büyük önem kazanması yeşil yakalıların; dijitalleşme ve bilişim sektöründe çığır açan yeni gelişmeler ise altın yakalıların hayatımıza gireceğine işaret ediyor. Dijital Dönüşüm Derneği Genel Sekreteri Koray Tuncer, iş hayatında yaşanacak bu dönüşümün Türkiye’de yaklaşık 500 bin kişinin yakasının yeşil ve altın renklerine döneceğinin öngörüldüğünü belirtti. Tuncer; “Türkiye’de mavi ve beyaz yakalılar olmak üzere yaklaşık çalışan sayısı toplam 26 milyon civarında. Endüstri 4.0 ile artık yeşil ve altın yakalı çalışanların dönemi başlıyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde 500 bin kişinin bu dönüşümden etkilenmesi bekleniyor. İstanbul’da düzenleyeceğimiz Endüstri 4.0 Türkiye Forumu’nda özellikle Türkiye’de endüstrinin bu dönüşüme nasıl uyum sağlayacağını ve yeni nesil insan kaynakları politikalarının nasıl yönetilmesi gerekeceğini tartışacağız” diye konuştu.

Siemens sponsorluğunda Dijital Dönüşüm Derneği tarafından gerçekleştirilen Endüstri 4.0 Türkiye Forumu, 12 Mayıs 2016, Perşembe günü İstanbul Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlenecek.

Endüstri 4.0 Türkiye Forumu hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.industry40turkey.org web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısı İş Ortamına Güç Katacak!

$
0
0

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, buluş, marka ve tasarım sahiplerinin Ar-Ge ve yeniliğe önem vererek fark oluşturduklarını, bu kişilerin hem kendi gelişimlerine hem de ülkenin gelişimine büyük katkı sağladıklarını söyledi.

Bakan Işık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı 5. Türk Patent Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, buluşlarıyla, tasarımlarıyla ve markalarıyla Türk toplumuna, sanayisine ve ekonomisine katma değer sağlayan kişi ve kuruluşları ödüllendirmek amacıyla bir araya gelindiğini belirterek, buluşların, markaların ve tasarımların sahiplerinin, Ar-Ge ve yeniliğe önem vererek fark oluşturduklarını, hem kendi gelişimlerine hem de ülkenin gelişimine büyük katkı sağladıklarını bildirdi.

Ödül kazanan tüm şahıs ve kuruluşları tebrik eden Işık, "Bugün ödül alanlar, aslında en büyük ödülü, bir şey başarmanın verdiği o muazzam duyguyu tadarak zaten kazanmış durumdalar" diye konuştu.

Işık, küresel ekonominin seyrinin, sınai mülkiyet haklarındaki gelişmelere bakarak anlaşılabileceğini dile getirerek, "Türkiye olarak ülkemizdeki patent, tasarım, marka başvurularını artırmaya büyük önem veriyoruz. Başvurulardaki artış hızı açısından dünyadaki en başarılı ülkelerden biriyiz. Ancak henüz istediğimiz seviyede olmadığımız da bir gerçektir" dedi.

Patent, tasarım ve marka başvurularındaki artış hızını korumanın önemine değinen Işık, önümüzdeki dönemde, tescil edilen başvuruların ticarileşme oranını artırmanın, fikri mülkiyet haklarını ekonomik ve sosyal faydaya dönüştürmenin çok büyük bir önem taşıdığını kaydetti.

Haberin devamını okumak için: http://www.sanayi.gov.tr/NewsDetails.aspx?newsID=23296&lng=tr

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

SiMiT Lab 9-12 Mayıs'taki Demo Günleri İle Kapılarını Açıyor!

$
0
0

İTÜ Bilgisayar Müh. bölümünde görüntü işleme, makine öğrenmesi ve derin öğrenme algoritmaları tabanlı mobil uygulama, akıllı etkileşim ve multimedia uygulamaları geliştiren SiMiT Lab (Smart Interaction, Mobile Intelligence, and Multimedia Technologies), 9-12 Mayıs 2016 tarihlerinde demo günleri düzenliyor.

Üniversite - Endüstri işbirliğini arttırmak amacı ile düzenlenen demo day etkinliklerinde ziyaretçiler laboratuvarın araştırmalarını gözlemleme ve demoları deneme şansını yakalayacak.

Ziyaretler en fazla 6 kişilik gruplar halinde, 14:00 - 18:30 saatleri arasında 45'er dakikalık dilimler halinde olacak. Dileyen bir şirket bir ziyaret dilimini tamamen kapatabilir. Talep gelmesi durumunda alternatif saat aralıkları da ayarlanabilecek.

SiMiT Lab hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz simitlab.itu.edu.tr web adresini ziyaret edebilir, Kayıt işlemlerinizi ise buradangerçekleştirebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yenilenen E-ticaret Yasası 1 Yılda Tüketicilere ve Şirketlere Neler Getirdi?

$
0
0

Dünyanın önde gelen B2C pazarlama bulut çözümleri sağlayıcılarından Avusturya merkezli teknoloji şirketi Emarsys’in Ülke Müdürü Emre Güzey, geçtiğimiz yıl Mayıs ayında yürürlüğe giren yeni e-ticaret yasasının, geride kalan 1 yıllık zaman diliminde tüketicilere ve şirketlere neler getirdiğini açıkladı.

İnternet üzerinden yapılan tüm ticari iletişimi, elektronik ticarete ilişkin yapılan sözleşme ve bilgi verme yükümlülüklerini düzenleyerek belli kurallara bağlayan 6563 no’lu “Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” ile müşteri odaklılığın zorunluluk haline geldiğini belirten Emre Güzey, yeni yasayla birlikte e-ticaret sektöründe daha emin ve doğru adımlar atıldığını ve tüketicilere ait verilerin segmente edilmesinin değer kazandığını belirtti.

Yeni Yasa Tüketicilere Neler Getirdi?

1. İstenmeyen e-posta ve SMS dönemi sona erdi

Yeni kanunla birlikte internetten alışveriş anlamında en çok şikayet edilen konuların başında gelen istenmeyen e-posta ve SMS gibi uygulamalar büyük oranda azaldı. Yazılı ya da elektronik olarak alınmış herhangi bir onay olmadan, şirketlerin tüketicilere ileti gönderme oranı düştü.

2. Kişisel bilgiler yasa ile korundu

Yeni kanun bilgi verme yükümlülüğü ve kişisel verilerin korunması alanında önemli değişimleri beraberinde getirdi. Kişisel veriler, eğer 3. kişilere iletilecekse veya başka amaçlarla kullanılacaksa, kişisel veri sahibinin onayının alınması zorunlu hale geldi.

3. Reddetme hakkı sunuldu

Yeni yasayla tüketicilere aldıkları e-posta, SMS gibi ticari elektronik iletileri diledikleri zaman ve gerekçesiz olarak almayı reddetme hakkı sunuldu. Cezai yaptırımlar açısından ise, ticari iletinin reddedilmesi, bu iletinin içeriği, bilgi verme yükümlülüğü ve elektronik ortamda sipariş verilmesine ilişkin düzenlemelere aykırı davranan şirketlere para cezası verildi.

Yeni Yasa Şirketlere Neler Getirdi?

1. Müşterilere yönelik haksız ticari uygulamalar ortadan kalktı

Yeni kanun ve yönetmelikle, e-ticarette haksız ticari faaliyetler büyük oranda ortadan kalktı. Müşterisinden izin alan, yasa şartlarına uyan ve müşteri verisini segmente eden şirketler bir adım öne çıktı.

2. Tüketici odaklılık zorunlu oldu

Tüketici odaklılık e-ticaret şirketleri için zorunluluk haline geldi. Tüm kurumlar, tüketicilerinin gizliliğine önem veren ve onların haklarına saygı duyan bir pozisyona geçti.

3. E-ticarete olan güven arttı

Özellikle Türkiye’de e-ticaretin büyümesinde büyük bir bariyer olan e-ticarete güven konusunda önemli adımlar atıldı. Yasal düzenlemelerle tüketicilerin tüm hakları koruma altına alındı ve tüketicilerin kurumlara olan bakış açısı değişti.

4. Bilgi verme yükümlülüğü getirildi

Yeni kanun bilgi verme yükümlülüğü alanında önemli değişimleri beraberinde getirdi.
Bilgi sunma yükümlülüğüyle, e-ticaret şirketlerinin kendileri hakkında ve izlenecek teknik adımlar gibi konulara dair bilgiler vermeleri sağlanarak, tüketicilerin güvenli ve kolay bir şekilde ticari faaliyetlerini tamamlaması hedeflendi.

5. Tüketicilere ait bilgiler önem kazandı

Yeni kanun ile tüketicilerin kişisel verilerinin toplanması, depolanması gibi adımlar şirketler özelinde önem kazandı. Şirketler, verileri anlamlı hale getirip kullanamadıkları takdirde, harcanan zamanın ve bütçenin çöp olacağını dikkate almaya başladı.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Mutsuz Bir Müşterinin İşinize Girişiminize Maliyeti Nedir?

$
0
0

Mutsuz bir müşterinin sosyal medyada paylaştığı herhangi bir olumsuz iletinin, markalar üzerindeki duygusal zararlarını artık hepimiz biliyoruz. İşin, şirketler için diğer bir önemli boyutu, mutsuz bir müşterinin gerçekten tahminimizden çok daha “pahalı” olması. Doğru müşteri memnuniyeti yaklaşımlarıyla tüm bunların önüne geçmek tabi ki mümkün.

Peki mutsuz müşteri yorumlarının işyerlerimize maliyeti gerçekten nedir?

Pisano Kurucu Ortağı Özkan Demir, mutsuz müşteri yorumlarının işyerlerlerine maliyetlerini açıkladı. Özkan Demir'in kaleme aldığı makaleyi huzurlarınıza sunuyoruz.

Mutsuz Müşterilerin İş Yerinize Maliyeti

Araştırmalara göre müşterilerin %51’i kötü bir deneyim sonrası başka bir firmayı tercih ediyor. İlginç olan ise bu müşterilerin %81’i aslında bu firmalar için, yaşadıkları durumu “önleyebilirlerdi” diyor. Peki bu ne demek? İş yerinizin 1.000.000 TL ciro yaptığını varsayalım; kötü deneyim yaşayarak rakibe giden %51’in karşılığı 510.000TL, bunların da %81’lik “iyi olabilirdi” diyenlerin ciro karşılığı ise 413.100 TL. Daha iyi bir müşteri deneyimi sunarak bu geliri elde tutmak son derece mümkün.

En başta yeni müşteri kazanmak mevcut müşteriyi elde tutmaktan 6-7 kat daha pahalı Mutsuz müşterilerin bir de fırsat maliyeti var. En başta yeni müşteri kazanmak mevcut müşteriyi elde tutmaktan 6-7 kat daha pahalı. Bir diğer yandan da mutlu müşterileriniz yeni müşterilerinize göre ortalamada 3 kat daha fazla parayı iş yerinizde harcıyor. Bu da mutlu müşteriler yaratmak için yaptığınız yatırımların 18 - 21 kat daha verimli bir yatırım olduğunu gösteriyor.

Mutlu Müşteriler İş Yeriniz için Altın Bir Fırsat

Peki tüm bunların önüne geçmek için neler yapmamız gerekiyor?

Öncelikli olarak müşterilerimizin davranışlarını birebir, kişisel dokunuşla izlemeli ve analiz etmeliyiz. Bunun için elimizdeki en değerli veri, güncel müşteri davranışı olmalı. Müşterilerinizin tercihleri, demografik yapıları, ihtiyaçları çok iyi bilmemiz gereken kritik noktalar. Tüm bu veriyi mükemmel bir müşteri deneyimine çevirerek, hatayı minimumda tutmamız mümkün.

Şirketlerin %90’ı bu müşteri deneyiminin stratejik öncelikleri arasında olduğunu söylerken ancak %3’ü tam teşekküllü bir müşteri deneyimi sunabiliyor.

Müşterilerimizle her zaman iki yönlü bir iletişim içerisinde olmamız gerekiyor. Bu diyalog işimizin her aşamasında geçerli olmalı. Bunun için de insanların doğal iletişim kurma tercihleriyle, yöntemleriyle birebir uyuşmalıyız. Özellikle müşteri ile anlık birebir iletişim kurmak, kişisel dokunuş ve özelleştirilmiş tekliflerle satış yapmak mutlu müşteriler yaratmanıza büyük katkı sağlayacaktır.

Unutmayalım ki mutlu müşteriler, mutsuz müşterilere göre cironuza 14 kat daha fazla katkıda bulunuyor.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Dijital 2.0: Oyunun Kurallarını Yapay Zeka Belirleyecek!

$
0
0

Gelecek trendlerini ve teknolojilerini araştıran Türkiye’nin ilk ve tek düşünce kuruluşu GelecekHane'nin düzenleyeceği Dijital 2.0 konferansında, yapay zekanın hayatımızdaki rolü konuşulacak. Konusunda uzman sektör temsilcilerinin sunumlarıyla gerçekleşecek olan etkinlikte, “Yapay zekaya ne kadar hazırız?” sorusuna yanıtlar aranacak.

Büyük tedarikçilerin çalışmaları, yeni girişimcilerin yaklaşımları gerçek hayattan örneklerle ele alınacak. Yapay zeka dünyasında kaybolmamak için Dijital 2.0, GelecekHane tarafından 2 Haziran 2016’da Sabancı Center’da gerçekleştirilecek.

40 yılı aşkın bir süredir üzerinde çalışılan yapay zeka, son yıllarda artan veri miktarı (büyük veri), gelişen bilişim gücü, yeni geliştirilmiş yöntemler ve algoritmalar ile daha önce hayali dahi zor kurulan bir noktaya geldi. Ses tanıma, sentetik konuşma, görüntü işleme, otonom öğrenme ve mantık yürütme kabiliyetleri artık işe yarar ve hayatımızda kritik rol oynayan düzeyde. GelecekHane büyük veri, iş zekası, analitik uygulamalar ve son dönemin en popüler konularından yapay zekayı irdeleyeceği Dijital 2.0 konferansında “Kurumlar ne kadar akıllı? Aklın sonu var mı? Daha akıllı olmak ister misiniz?” gibi sorulara yanıt arayacak.

2 Haziran 2016’da İstanbul Sabancı Center’da gerçekleşecek olan Dijital 2.0, GelecekHane’nin kurucu ve CEO’su Halil Aksu’nun açılış konuşmasıyla start alacak. Saat 09:00 – 13:00 arasında gerçekleştirilecek konferansta sırasıyla BİMSA CEO’su Tunç Taşman, GE Dijital Genel Müdürü Uygar Doyuran, SAP Türkiye COO’su Uğur Candan, Etiya CIO’su Ali Durmuş, Teradata Turkey Genel Müdürü Gamze Aydın, HPE Software Satış Yöneticisi Özgür Dumlu, QlikView Turkey CEO’su Ruhver Barengi, Intellium Genel Müdürü Ali Kılıç, Verite Analytics Kurucusu Özgür Özlük, Cogito Labs Kurucusu Samet Kütük, Miletos Kurucusu Berkin Malkoç, Filika Kurucusu Selçuk Artut, Vispera Kurucusu Aytül Erçil ve VisioThink Kurucusu Selim Balcısoy sunumlarıyla katılımcılarla buluşacak.

Yapay Zekaya Ne kadar Hazırız?

Yapay zeka hakkında büyük tedarikçiler neler yapıyor, yeni girişimciler kimler ve en önemlisi de yapay zekaya ne kadar hazırız? Dijital 2.0, bugünü ve geleceği masaya yatırıyor ve alanında uzmanların gerçek hayattan örnekleriyle yapay zeka kavramını enine boyuna inceliyor. GelecekHane’nin kurucusu Halil Aksu, konuyla ilgili olarak “Yapay zekanın istihdam ve özellikle mavi yakalılar üzerinde büyük etkileri olacak. Daha önce otomatik telefon santralleri döneminde olduğu gibi, sonra fotokopi makinesi ve yazıcı döneminde olduğu gibi, manuel yapılan işler otomatik hale getirildi. Bu işleri yapan kişiler yeni meslekler edindi. Bu sefer nasıl olacak? Yine yeni meslekler kitlesel işsizliğe mani olacak mı? Yoksa toplumsal sorunlar yaşanacak mı?” diyor ve ekliyor: “Yapay zeka dünyasında kaybolmamak için GelecekHane ışık tutuyor”.

Dijital 2.0 – Akıllı İşler etkinliği hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.gelecekhane.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


UYAP Bilişim Sistemi'ne Dünya Çapında Bir Ödül!

$
0
0

WSIS 2016ödüllerine e-Devlet kategorisinden aday gösterilen Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı'nın UYAP Bilişim Sistemi (e-National Judicial System) birincilik ödülüne layık  görüldü.

WSIS (Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi), Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi’ne bağlı ITU (Uluslararası Telekomünikasyon Birliği) tarafından organize edilen etkinliğe bu yıl içerisinde Bakan, Bakan Yardımcıları ve uluslararası organizasyonların üst düzey temsilcilerinin bulunduğu 175 ülkeden yaklaşık 11.000 kişi katılım gösterdi.

2-6 Mayıs 2016 tarihlerinde İsviçre'nin Cenevre kentinde gerçekleştirilen WSIS, kapsayıcı ve kalkınma odaklı, herkesin bilgi oluşturabildiği ve paylaşabildiği bir organizasyon. 2005 yılında gelişmekte olan ülkelerdeki bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişimini ve bu ülkelerin bilişim alt yapılarının iyileştirilmesini teşvik amacıyla kurulan WSIS, Birleşmiş Milletlerüye kuruluşların neredeyse tamamının desteklediği bir oluşum ve organizasyon.

E-devlet kategorisinde yarışan ve ön jüri değerlendirmesinden geçerek 61 proje içerisinden en çok oyu alan UYAP Bilişim Sistemi 5 proje içerisine girmeyi başararak jüri üyeleri tarafından en iyi proje seçildi.

UYAP geçtiğimiz Nisan ayında çok önemli bir başarıya daha imza attı. Bu yıl İzmir Çeşme’de 7.si düzenlenen IDC CIO Turkey Summit 2016 Zirvesi'nde 63 projenin yarıştığı, jüri incelemesinin ardından 29 projenin finale kaldığı yarışmada Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı'nın e-Dava, Segbis, Kolluk Portal Projeleri 3 farklı kategoride 5 farklı ödüle layık görüldü.

UYAP hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.uyap.gov.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Borsa İstanbul "DevOpsDays" İle Bir İlke Ev Sahipliği Yapıyor!

$
0
0

İlki 2009 yılında Belçika’da gerçekleştirilen ve kısa zamanda tüm dünyaya yayılan DevOpsDays, 3-4 Haziran tarihlerinde Borsa İstanbul ev sahipliğinde ilk kez Türkiye’de düzenlenecek.

2015 yılında 3 kıtada, 11 ülkede, 22 şehirde gerçekleştirilen DevOps Days etkinlikleri, bu yıl ise aralarında İstanbul’un da bulunduğu 24 şehirde yapılıyor.

Yazılım geliştirici ve sistem yöneticilerini farklı bir platformda bir araya getirip, birlikte ve daha verimli çalışmalarını sağlayan bir felsefe ve yöntem olan DevOps için 2009 yılından beri düzenlenen DevOpsDays, bu sene Borsa İstanbul ev sahipliğinde ilk kez İstanbul’da gerçekleştirilecek. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği BISTECH dönüşümü ile ileri düzeyde yazılım teknolojileri geliştirme, ihraç etme ve dünyada bu alanda rekabetçi bir firma olma yolunda ilerleyen Borsa İstanbul, ev sahipliğini üstlendiği DevOpsDays ile Türkiye’de ulusal yazılım sektörüne içerik ve fikir önderliği yapacak.

Teknik bir konferans olan DevOpsDays, kariyerinin başındaki yazılımcılardan üst düzey yöneticilere kadar yazılım ile ilgilenen herkese hitap eden bir etkinlik. Çoğu konferans ve seminerden farklı bir formatı olan DevOpsDays etkinliği yazılım alanında yapılacak teknik sunumların yanısıra konuşmaları ve konuları katılımcılar tarafından belirlenecek çoklu açık alan oturumlarını da içerecek. Bu format ile bu alanda çalışan uzmanların bir araya gelerek en son teknolojilerle ilgili deneyim ve bilgilerini paylaşması, böylelikle ulusal ve uluslararası bilgi seviyesinin artırılması amaçlanıyor.

Aynı zamanda, DevOps Days etkinliğinin ilk kez Türkiye’de düzenleniyor olması nedeniyle 3 Haziran tarihinde Borsa İstanbul’da bir gong töreni düzenlenecek.

3-4 Haziran 2016 tarihlerinde Borsa İstanbul Emirgan Kampüsü’nde gerçekleştirilecek olan 1. İstanbul DevOpsDays, ülkedeki tüm yazılım ve operasyon uzmanlarını bekliyor.

1. İstanbul DevOpsDays hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.borsaistanbul.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi yazılım ve operasyon uzmanları başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

ING, Finansal Teknoloji Şirketlerini İnovasyon Kampına Davet Ediyor!

$
0
0

ING Bank dünyada faaliyet gösterdiği tüm pazarlardaki yeni kurulmuş finansal teknoloji (Fintech) şirketlerini, projelerini büyütmek ve inovasyon fikirlerini gerçek ürünlere dönüştürmek için inovasyon kampına davet ediyor.

ING Grubu, genel merkezinin bulunduğu Hollanda’nın Amsterdam kentinde kurulu İnovasyon Stüdyosu aracılığıyla, faaliyet gösterdiği 40 ülkedeki finansal teknoloji şirketlerine beraber büyüme çağrısında bulunuyor. ING Grubu İnovasyon Stüdyosu yapılanmasının seçeceği Fintech start-upşirketleri projelerini geliştirmek için 6 ay boyunca finansal destek alacak, eğitimlere katılacak ve dünyanın dört tarafından meslektaşlarıyla beraber çalışabilme imkanına sahip olacak.

ING, seçilecek şirkete finansal yatırım yapmanın yanı sıra projede yer alacak ekibe küresel bilgi kaynaklarını açacak, mentorluk hizmetleri ve kapsamlı eğitim programları da sunacak. ING’nin Amsterdam’daki İnovasyon Stüdyosu’nda yapılacak çalışma boyunca dünyanın dört bir tarafından seçilmiş ekipler, birbirleriyle beraber çalışabilme ve fikir alışverişi imkanına da sahip olacaklar.

ING Bank Türkiye Operasyon ve Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Görkem Köseoğlu, “ING olarak kendimizi bankacılık lisansına sahip teknoloji şirketi olarak tanımlıyoruz. Bu anlamda Fintech’lerle çok yakından ilgileniyor, Türkiye’de ve dünyada yatırım yapıp beraber büyüyebileceğimiz yeni nesil girişimciler arıyoruz. Hollanda’daki İnovasyon Stüdyomuz da geleceğin ninjalarını arıyor. Fikrine ve ekibine güvenen tüm Türk Fintech girişimcilerini bu beraber büyüme fırsatına katılmaya davet ediyoruz. Türkiye’den çıkacak bir yeni nesil finans çözümünün daha dünyaya örnek olduğunu görebilmek istiyoruz” dedi.

ING, seçilecek şirketlere 50.000 €’ya varan bir yatırım yapacak ve Yalın Yeni Girişim (Lean Startup), Tasarım Düşüncesi (Design Thinking), Büyüme Hacking (Growth Hacking) gibi konularda atölye çalışmaları düzenleyecek. 30’u aşkın mentor üzerinden ödeme sistemleri, hukuk, ticari riskler, müşteri datası gibi bankacılığa özel alanlarda danışmanlık verecek. Ekipler, ING’nin İnovasyon Stüdyosu’nda dünyanın farklı bölgelerinden gelecek meslektaşlarıyla çok uluslu bir çalışma ortamını da deneyimleyebilecek.

Projeye başvurular www.innovationstudio.ninja sitesinden 27 Mayıs’a kadar kabul edilecek. 6 aylık çalışma ise 5 Eylül 2016 ile 24 Şubat 2017 tarihleri arasında yapılacak.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

ÇİN Başbakanı Li Keqiang: Büyük Veri ve İnternet Üretimle Bütünleştirilmeli!

$
0
0

Çin Başbakanı Li Keqiang, Çin'in geleneksel sanayi kollarını geliştirmek için büyük veri ve internet ile üretimi bütünleştireceğini vurguladı.

Li Keqiang, Çin'in güneybatısındaki Guizhou eyaletinin merkezi Guiyang'da düzenlenen Çin Büyük Veri Sanayi Zirvesi ve Çin E-ticaret İnovasyon ve Kalkınma Zirvesi öncesinde işadamlarıyla görüştü.

İleri Teknoloji ve Paylaşım Ekonomisi, Yeni İtici Güçler

Li Keqiang, toplantıda yaptığı konuşmada, Çin ekonomisinin büyüme modelindeki dönüşümün önemli bir aşamasında, büyük veri, bulut bilişim ve paylaşım ekonomisindeki hızlı gelişimlerin ekonominin yeni itici güçleri olacağını söyledi.

Başbakan Li, şöyle konuştu: "Büyük veri ve bulut bilişim, internet çağını yeni bir seviyeye taşırken, bilgi ve verilerin insanların hayatının ve üretim faaliyetlerinin çeşitli alanlarına girmesini sağlıyor. Az önce birçok kişinin konuşmasında, eski büyüme enerjisinden yeni büyüme enerjisine dönüşüm ve imalat sektörünün seviyesinin yükselmesinden bahsedildi. İşte bu noktaların gerçekleşmesi için büyük veri ve bulut bilişim ile geleneksel sektörler düzeltilmeli."

"Büyük Veri ve "İnternet" İmalat Sektörüyle Bütünleşmeli"

Başbakan Li Keqiang konuşmasında, Çin'in büyük veri ve "internet"in imalat sektörüyle bütünleştirilmesini sağlayarak, geleneksel sektörlerde değişiklik yapacağını, böylelikle ekonominin orta ve yüksek hızda büyümesini koruyacağını dile getirdi.

Çin ekonomisinin büyümesine yeni dinamizm katılması için daha fazla vasıflı personel yetiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Çin Başbakanı, şunları söyledi:

"Çeşitli alanlarda vasıflı personel yetiştirilmeli. Ekonomiden anlayan uzmanlar lâzım, geleneksel donanımları ve cihazları doğrudan kullanabilen işçiler, zanaatkârlar da lazım. Günümüzde zanaatkâr ruhu geliştirilmeli. Yalnız büyük veri sektörlerinde çalışanlar ve cihazları kullanan işçiler bir araya geldiklerinde imal edilecek ürünler tüketici ihtiyaçlarını büyük boyutta karşılayabilecek."

Başbakan Li Keqiang, ayrıca inovasyon ve girişimciliğin ilerletileceğinin, şirketler için eşit şartların oluşturulacağının altını çizdi.

"Çin, fikri mülkiyet haklarının ve ticari sırların korunmasına büyük önem veriyor. Siber güvenlik ilerletilecek, yerli ve yabancı sermayeli firmalar için eşit ticaret ortamı yaratılması için çalışılacak" ifadesini kullandı.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Mülteciler, Kod Yazmayı Öğrenerek Dijital Ekonomiye Destek Olacak!

$
0
0

SAP ve Birleşmiş MilletlerMülteciler Yüksek Komiserliği (UNCHR) işbirliği ile Mısır, Ürdün, Lübnan ve Türkiye’deki mültecilerin eğitileceğiMülteci Kod HaftasıDünya İnsani Zirvesi’nde duyuruldu.

UNCHR ve global teknoloji şirketi SAP işbirliğindeki program kapsamında, 8 ila 24 yaş arasındaki mülteci gençler için 15 – 23 Ekim 2016 tarihleri arasında yüzlerce kod yazma atölyesi ve online eğitim kursuücretsiz olarak düzenlenecek.

Kurumsal uygulama ve yazılım alanında dünya lideri SAP ve UNHCR, 23 – 24 Mayıs tarihlerinde BM’nin ilk kez organize ettiği İstanbul Dünya İnsani Zirvesi’nde Mülteci Kod Haftası girişimlerine dair işbirliklerini duyurdu. Bu kapsamda, Türkiye ve Orta Doğu’da 10 binden fazla genç dijital ekonomiye destek olabilmek için kod yazma eğitimi alacak.

Mülteci Kod Haftası, 2015 yılında 10 günü aşkın sürede 17 ülkeden 89 bin gencin ve binlerce öğretmenin eğitildiği Afrika Kod Haftası’nın başarısından ilham alarak oluşturuldu. UNHR işbirliğiyle yürütülen program, SAP Mülteci Yardım Programı’nın da en önemli bileşenlerinden birini oluşturuyor.

Mülteci Kod Haftası Eğitim Programı

Kod haftası’nda, daha genç yaştaki katılımcılar basitleştirilmiş kod platformu Scratch’ı öğrenecek. Daha ileri yaştaki katılımcılar ise HTML, CSS, Javascript, PHP ve SQL ile web sitesi yapmayı öğrenirken, SAP Business One kurumsal yazılımı hakkında ön bilgi alacak ve potansiyel olarak işe başlamaya hazır bilgisayar mühendisleri yetiştirilecek 15 haftalık kod yazma eğitim kampına katılım fırsatı yakalayacak. SAP halen bu program için kod eğitmenlerini eğitiyor ve online eğitimler için özel bir openSAP platformu kuruyor.

UNHCR’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) BölgesiÖzel Sektör Ortaklıkları Kıdemli Yetkilisi Houssam Chahin Mülteci Kod Haftası’nı şöyle değerlendiriyor:

“Mülteci Kod Haftası, şirketlerin mültecilerin yaşamlarını ne kadar olumlu etkileyebileceğini gösteren somut bir örnek. Global geçerliliği olan bilgi ve iletişim teknolojileri becerileri kazanmaları genç mülteciler için büyük bir kariyer fırsatı anlamına gelecek. Bu eğitim, hem mültecilere hem de barındıkları ev sahibi ülkelere katma değer kazandıracak.”

Chahin ayrıca “Mülteci Kod Haftası ebeveynler, öğretmenler, gönüllüler, çocuklar, üniversiteler, okullar ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar da dahil olmak üzere, toplumun her kesimini harekete geçirerek, mültecilere yönelik eğitim programlarında bilgi teknolojileri eğitiminin temel bir rol oynamasını sağlayacak. Böylece binlerce genç mülteci hem iş bulabilecekleri bir alanda beceri kazanacak hem de kendi kendilerine yetebilecek duruma gelecek.” dedi.

SAP Global Kurumsal Sosyal Sorumluluk Direktörü Alicia Lenze, bu girişim hakkında değerlendirmelerini şu sözlerle açıklıyor: “Mülteci Kod Haftası, gençleri büyük talep gören kod yazma konusunda eğiterek, mülteci ailelerin daha iyi bir geleceğe sahip olmaları için bir umut ışığı olurken, yetenekli çalışanlar arayan Orta Doğu’daki şirketlere de önemli bir kaynak oluşturacak. Mülteciler, bölgenin dijital ekonomideki rekabet gücünü destekleyecek azme ve yeteneğe sahip.”

SAP Türkiye Genel Müdürü Zeynep Keskin, Dünya İnsani Zirvesi kapsamında düzenlenen Panel’de yaptığı konuşmasında “Ortadoğu’daki mülteci kampları milyonlarca insanın uzun vadeli yerleşimleri için her gün biraz daha gelişiyor. Burada yaşayan mültecilerin günlük ihtiyaçlarının ötesinde çocuklarının da okula geri dönmesi için somut çözümlere ihtiyaç duyduğunu kabul etmeliyiz. Özellikle günümüzde bilgisayar ve kodlama becerileri sürdürülebilir bir kariyer için temel gereksinimlerden biri haline geldi ve gençlerin bu alanda yetenek gelişiminin desteklenmesi giderek önem kazanıyor. Bu nedenlerle SAP olarak teknoloji alanındaki uzmanlığımızı mülteci topluluklarının ICT (bilgi teknolojileri) becerilerini geliştirmelerine destek olacak şekilde seferber ediyor ve bu doğrultuda karşılaşılan zorluklarla mücadele etmek adına sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapıyoruz.” dedi.

Ekonomik faydaları göz önüne alındığında Uluslararası Para Fonu’na (IMF) göre, mültecilerin topluma başarılı entegrasyonu ile 2020’ye kadar bu ülkelerin GSYİH’si yüzde 1 artabilir. Open Political Economy Network (OPEN) ise mültecilere yapılan her 1 Euro’luk desteğin, meslek, ticaret, yatırım ve inovasyon aracılığıyla beş yıl içinde 2 Euro’luk ekonomik fayda sağlayabileceğini belirtiyor.

Mülteci Kod Haftası (Refugee Code Week) hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.masiva.org/tr/multeci-kod-haftasi-istanbul web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 803 articles
Browse latest View live